Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar aranacak alacak niteliğinde olduğundan bu alacaklar için TBK. mad. 89/1 hükmü uygulanamayacağından ve çekten kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, birden fazla borçlu bulunması halinde borçlulardan birinin yerleşim yerinde, çekin keşide yerinde, ödeme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabileceğinden bu hususların gözetilmeden borçlu vekilinin yetkiye dair itirazının reddi kararının doğru olmadığı-
İmar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin ilamlarla ilgili yapılacak ödemelerde 6487 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin hükümlerinin uygulanacağına ilişkin anılan maddenin 12. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edildiğinden uygulanırlığı kalmadığından, imar uygulaması nedeniyle bedele dönüştürülen pay karşılığının artırılmasına ilişkin ilamlardan kaynaklı takiplerde, borçlunun gayrimenkul, menkul, hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu-
İİK. 277 vd. göre «tasarrufun iptâli davası» açılabilmesi için, davacının davalıdaki alacağından dolayı yaptığı icra takibinin kesinleşmiş olması ve bu takip(ler) sonucu alacaklının «aciz belgesi»ne dayanması gerekirse de, davacı-alacaklı tarafından açılmış veya açılacak alacak (tazminat) davasını sonuçsuz (karşılıksız) bırakmak amacı ile kötü niyetli borçlu davalı ile diğer davalı üçüncü kişi arasında yapılmış olan danışıklı (muvazaalı) mal kaçılmaya yönelik hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptâli için de -BK. 18’e (şimdi; TBK. mad. 19) dayalı olarak- iptâl davası açılabileceği, bu davanın dinlenebilmesi için, davacı-alacaklının ayrıca «aciz belgesi» ibraz etmesine gerek bulunmadığı-
Davacıların murisi ile davalı arasında hayat sigortası poliçesi düzenlendiğini, ancak ticari amaçla sigorta yaptırılmadığını, 6502 sayılı TKHK.nun 2/1. maddesine göre sigorta işlemleri tüketici işlemlerinden sayıldığından aynı Kanun'un 83/2 ve 73. maddelerine göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu-
Alacaklının distribütörlük ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile borçlu hakkında takip yapamayacağı, cari hesap ve kredi ilişkisi olmaması sebebiyle İİK.m.150/ı maddesinin uygulanamayacağı-
1475 sayılı İş Kanununun 14 ve 4857 sayılı İş Kanunun 120 nci maddesi uyarınca, işverenin, kıdem tazminatı borcu bakımından, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşeceği- Diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdünin gerçekleşeceği-
Tahsil harcının sorumlusunun daima borçlu olduğu- Borçlunun borcu, yatırılan paradan kesilerek ödenen tahsil harcı kadar devam edeceğinden, alacaklının kesilen harç miktarı kadar takibe devam hakkı olduğu-Alacaklı bankanın genel ticari kredi sözleşmesinin teminatı olarak alınan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte ihale edilen taşınmazın bedeli üzerinden tahsil harcının kesildiği görüldüğünden, icra müdürlüğünce ihale bedeli üzerinden tahsil harcı alınmasının hukuka uygun olduğundan, alacaklı bankanın tahsil harcına yönelik şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği -
Borçlu ile ipotek veren 3.kişiye icra emri gönderilebilmesi için banka tarafından kullandırılan bir kredinin bulunması gerekeceği-
İİK’nun 82/1 maddesinde öngörülen haczedilmezlik hükmünün Türk devlet malları için öngörülmüş olduğu, bu hükmün yabancı devlet mallarını kapsamadığı; yabancı devlete ait olup ülkede bulunan diplomatik ve konsolosluk amaçları için kullanılmayan mallara (taşınmazlara) karşı cebri icra yapılabileceği–
11. HD. 05.06.2013 T. E: 2012/7504, K: 11699-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.