4077 s. K. 10. maddesi kapsamında olan tüketici kredisi sözleşmelerinin kefilleri yönünden İİK. mad. 68/b'nin uygulanamayacağı, kefilin bu hususu şikayetinin süreye tabi olmadığı- Duruşma yapma hususu icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de (İİK. mad. 18); anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerektiği-
«İcranın geri bırakılması» (tehiri icra) kararı verme görevinin Yargıtay’a ait olduğu, İcra mahkemesi’nin sadece gösterilecek «teminat türü»nü belirleme yetkisine sahip olduğu–
Borçlunun “borca itirazının kaldırılmasına” karar verilen durumlarda, itirazın esasa ilişkin olması ve alacaklının da talebinin bulunması durumunda, borçlu aleyhine inkar tazminatına karar verilemeyeceği-
Hacredilerek annesinin velayeti altına konulan çocuğun (MK. 419) mallarını idarede annenin veli olarak hareket edeceği (vasi gibi, sulh hukuk mahkemesinin iznine, asliye hukuk mahkemesinin tasvibine ihtiyaç hissetmeyeceği)–
Davacının müteselsil kefil olarak imzası bulunmayan daha sonraki tarihli Genel Kredi Sözleşmelerinden sorumlu tutulamayacağı-
Genel haciz yolu ile başlatılan bir takipte, her türlü itirazın İİK'nun 62. maddesi uyarınca icra dairesine bildirilmesi zorunlu olduğu- İcra dairesi yerine icra mahkemesine yapılan başvurunun hukuki sonuç doğurmayacağı-
İki ayrı kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibinin iptali istemi-
«Asıl borçlu» ve «ipotek veren üçüncü kişi»ler dışında, müteselsil kefiller hakkında da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılıp bu kişilere, bu yola mahsus «icra emri» (ya da «ödeme emri») gönderilemeyeceği—
Adı geçen şirketin, kefalet borçlusu olmadığı gibi, lehine ipotek verilen asıl borçlu da olmadığı, bu nedenle bu şirketin de takipte borçlu gösterilmesi zorunluluğunun bulunmadığı, bu durumda alacaklı tarafından bu şirket yönünden takipten feragat edilmesinin takibe etkisi olmayıp, bu nedenle ihalenin feshine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Genel mahkemede yargılama sırasında verilen ihtiyati haciz kararının infaz edildiği,, ancak ihtiyati haciz hakkında bir takibin bulunmadığı görüldüğünden, ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin infazına ilişkin şikayetlerin de kararı veren mahkemece incelenmesi gerektiği, teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle icra mahkemesine yapılan başvurunun görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.