İtirazın iptali davası Dairemiz bozma ilamına uyularak-
Türk Borçlar Kanunu'nun 586. madde hükmüne ve takip dayanağı kredi sözleşmesi içeriğinde adı geçen şirketin kefaletinin müteselsil olduğunun yazılmasına, kendi kefalet borcunun teminatı olarak ipotek vermemiş olduğuna, ve borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kaldığı anlaşıldığına göre, alacaklının kefil olan şikayetçi şirket hakkında kredi borcu yönünden genel haciz yolu ile takip yapabilmesinin mümkün olduğu-
Cezai şartın asıl borcun akıbetine bağlı olduğu, asıl borç geçersiz ise bunun mueyidesi olan cezai şartında geçersiz olduğu - tek taraflı özellikle işçi aleyhine cezai şart öngören hizmet sözleşmelerinin bu kısmının geçersiz olup sonuç doğurmayacağı-
Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline-
Kefaletten doğan, rehinle temin edilmemiş borç için müşterek borçlu müteselsil kefil hakkında TBK'nun 586. maddesi kapsamında ihtiyati haciz istenebileceği-
Sıra cetveline itiraz davalarının kural olarak genel mahkemelerde görüleceği, sıraya ilişkin şikayetlerde İİK'nın 142/son maddesi uyarınca görevin icra mahkemelerine ait olduğu-
Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı, teminat yatırılarak icra takibinde uygulanmadığından ve davalının da icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olmadığından taraf vekillerinin icra tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin yetkilisinin iş yerinde bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin yapılan ihtarname tebliğleri usulsüz olduğundan borçluların, hesap kat ihtarnamesine itiraz ettiği tarihin, ihtarname tebliğ tarihi olarak kabulü gerekeceği ve bu durumda hesap kat ihtarnamesinde bildirilen alacak ve faiz miktarının kesinleşmediği- Alacaklıdan İİK. 150/ı ve 68/b kapsamına giren belgeler istenmek suretiyle hesap kat tarihi itibariyle alacak miktarının saptanması, bu asıl alacak tutarına hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten takip tarihine kadar temerrüt faizi hesaplanmak üzere bilirkişiden rapor alınarak hükmün verilmesi gerektiği- KOBİ, KGF.'nin kefaleti ile kullandığı krediyi bankaya ödemediğinde, bankanın KGF.'den tazmin talebinde bulunacağı ve KGF.'nin kefaletten doğan sorumluluğunu bankaya karşı yerine getirmek suretiyle, kefil olduğu tutarı bankaya ödedikten sonra, tazmin edilen tutarın, kredi veren banka tarafından tahsil edileceği ve takipten para tahsil edilince kuruma aktarılacağı- KGF tarafından yapılan ödemenin ana paradan düşülmek suretiyle, hatalı hesaplama sonucu takibin kısmen iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Bankanın temerrüdü nedeniyle borcunu temerrüt süresince ifa etmeyen davalıların, sağladıkları yarar ölçüsünde temerrüt faizinden sorumlu olmaları gerekeceği-
Grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi, ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması ve grup şirketlerin bu şekilde yapılan hesaplama sonucu borca batık olmadığı tespit edilirse bu şirketler bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.