Sıra cetveline itiraz davalarının kural olarak genel mahkemelerde görüleceği, sıraya ilişkin şikayetlerde İİK'nın 142/son maddesi uyarınca görevin icra mahkemelerine ait olduğu-
Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı, teminat yatırılarak icra takibinde uygulanmadığından ve davalının da icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olmadığından taraf vekillerinin icra tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirketin yetkilisinin iş yerinde bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin yapılan ihtarname tebliğleri usulsüz olduğundan borçluların, hesap kat ihtarnamesine itiraz ettiği tarihin, ihtarname tebliğ tarihi olarak kabulü gerekeceği ve bu durumda hesap kat ihtarnamesinde bildirilen alacak ve faiz miktarının kesinleşmediği- Alacaklıdan İİK. 150/ı ve 68/b kapsamına giren belgeler istenmek suretiyle hesap kat tarihi itibariyle alacak miktarının saptanması, bu asıl alacak tutarına hesap kat ihtarnamesinin düzenlendiği tarihten temerrüt tarihine kadar akdi faiz, bu tarihten takip tarihine kadar temerrüt faizi hesaplanmak üzere bilirkişiden rapor alınarak hükmün verilmesi gerektiği- KOBİ, KGF.'nin kefaleti ile kullandığı krediyi bankaya ödemediğinde, bankanın KGF.'den tazmin talebinde bulunacağı ve KGF.'nin kefaletten doğan sorumluluğunu bankaya karşı yerine getirmek suretiyle, kefil olduğu tutarı bankaya ödedikten sonra, tazmin edilen tutarın, kredi veren banka tarafından tahsil edileceği ve takipten para tahsil edilince kuruma aktarılacağı- KGF tarafından yapılan ödemenin ana paradan düşülmek suretiyle, hatalı hesaplama sonucu takibin kısmen iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Bankanın temerrüdü nedeniyle borcunu temerrüt süresince ifa etmeyen davalıların, sağladıkları yarar ölçüsünde temerrüt faizinden sorumlu olmaları gerekeceği-
Grup şirketlerde borcun asıl borçlu şirket pasifinde gösterilmesi, ayrıca borca kefil olan grup şirketin pasifinde kefil olunan bu borca yer verilmeden borca batıklığın hesaplanması ve grup şirketlerin bu şekilde yapılan hesaplama sonucu borca batık olmadığı tespit edilirse bu şirketler bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
D.çesinde "sair yasal delil" diyerek yemin deliline dayanmış olan tarafa, yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılmadan hüküm kurulamayacağı-
İcra kefilliğinden sorumlu olmanın şartının, kefalet sözleşmesinin TBK'nın 583.maddesinde belirtilen unsurları içermesi olduğu- Ödeme taahhünde bulunan borçlu, icra kefilliği tarihinden önce veya icra kefilliği tarihinde evli ise, taahhüdün geçerli olmasının ayrıca eşin rızasının alınmış olmasına bağlı olduğu-
Borçluya yapılan ihtarın sonuçsuz kalması halinde ayrıca kefillere ihtarda bulunulmadan ihtiyati haciz istenilebileceği-
Lehine ipotek verilen şirketin aynı zamanda takip talebinde borçlu olarak gösterilen şirketin kullandığı kredilerin kefili olduğu ve bu durumda, lehine ipotek verilen şikayetçi şirketin kefaletinden doğan borçların da ipoteğin teminatı kapsamında olduğu ve diğer şirketin kredi borçları sebebiyle bu şirket aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığı; mahkemece, kefalet borcu ipotek ile teminat altına alınan borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü şikayet ve itirazlar hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği, mahkemece "şirketin, asıl borçlu ya da ipotek borçlusu olmadığı, sadece kredi sözleşmesinde kefil olduğu, bu nedenle hakkında genel haciz yolu ile takip yapılabileceği" gerekçesi ile "icra emrinin iptaline" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Menfi tespit davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.