İtirazın iptali davası-
Davacı banka ile dava dışı borçlu şirket arasında imzalanan (27.12.2012 tarihli) sözleşmenin kefili olan davalının kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile sorumlu olduğu gözetilerek banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak bir karar verilmesi gerektiği- Mahkemece, "taraflar arasında kredi borcunun ödenmesi için düzenlenen protokole uyulmaması sebebiyle protokolün geçersiz hale gelerek tekrar 25/05/2012 tarihli kredi sözleşmesinin taraflar arasında geçerli hale geldiği, bu kredi sözleşmesinde bu davalının imzası bulunmadığından, geçersiz hale gelen protokol sebebiyle davalının sorumlu hale gelmeyeceğinin ve banka tarafından açılan itirazın iptali davasının reddi ile davacı banka aleyhine tazminata hükmedilmesinin" isabetsiz olduğu- Borcun ödenmesine yönelik olarak düzenlenen (29.03.2013 tarihli) protokolün kefili olan şirket ortağı diğer davalının -6455 s. K. ile değişik- TBK. mad. 584/3 uyarınca, borçtan sorumlu olduğu- Protokoldeki ödeme koşullarına uyulmamış olmasının, protokol ile belirlenen borcun ödeme koşullarını geçersiz hale getireceği-
Menfi tespit davasının davacı lehine sonuçlanmasıyla haczin haksız olduğunun kesinleştiği, mahkemece, davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, menfi tespit dosyasında tazminata hükmedilmediğinden bahisle manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Mali yönden ödeme güçlüğü içinde bulunan borçlu bakımından çok kere büyük bir meblağ teşkil eden hakediş bedellerinin, alacaklı bankalar tarafından mahsup edilerek kendi alacaklarını tahsil etmelerinin, borçlarını ödemek suretiyle alacaklıların iflas tasfiyesine göre daha iyi bir şekilde ve eşit koşullar altında tatmin etmeye yönelik konkordato ile ulaşılması öngörülen hedefe uygun düşmeyeceği- İİK. mad. 287 uyarınca, mahkemenin borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı- Borçlu şirketlerin kendi hesaplarına , geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında gelecek olan hakediş bedellerinin ve alacaklarının bankalar tarafından kendi alacaklarına mahsup edilmemesi yönünde, hakediş bedellerinin ve alacaklarının konkordato projesi çerçevesinde ve konkordato komiseri denetiminde kullanımının sağlanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesinin konkordatonun amacına uygun düşeceği- Borçlu şirketlerin aynı ek tedbir talebindeki , paraların başka hesaplara yatırılmasına yönelik istemi yönünden haklılığını gerektirir bir durumun mevcudiyeti ve ihtiyati tedbir şartlarının ise oluşmadığı-
İtirazın iptali davası bozma ilamına uyularak-
Rehinle güvence altına alınmış alacaklarda, zincirleme (müteselsil) kefil hakkında, haciz yoluna başvurabileceği—
"Borçlu" ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin, borçlunun "akrabası/köylüsü/arkadaşı/kefili" olması halinde, bu kişinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu ve alacaklarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğundan, borçlu ile bu kişi arasındaki işlemin -İİK. 280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Mahkemece, isteme konu alacağın varlığı hususunda oluşan tereddütün aşılması bağlamında istem sahibinden hangi sözleşmeye dayalı ne miktar alacağı olduğu açıklattırılarak, istemine dayanak belgelerin ve kayıtların ibrazının sağlanması, ibrazdan sonra istemin İİK'nın 257. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.