İcra kefaletinin «müteselsil kefalet» olduğu–
Asıl borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucu tahsil edilen 34.731-TL'nin kefalet borcundan mahsup edilmesi gerektiği iddiasına dayalı menfi tespit istemi-
Şekli haciz tutanağında borçlunun haczi kabil malının bulunamadığına ilişkin tespitin, asıl borçluya yönelik tüm yasal yolların tüketildiği anlamına gelmeyeceği-
İtirazın kaldırılması ve % 40 (şimdi %20) icra tazminatı istemi-
İİK. nun 68/son maddesi uyarınca, alacaklının itirazın kaldırılması istemini esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde “borçlunun kötü niyetli olup olmadığı” üzerinde durulmaksızın, alacaklının talebi doğrultusunda alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
Konkordatonun tasdiki istemi- Konkordato talebine ilişkin yargılamada dava teorisinden farklı olarak, talep sonrası gelişmeler değerlendirmeye tabi tutulabilir. Konkordato bir dava olmadığından borca batıklık sadece talep tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmelerin de dikkate alınarak belirleneceği- Bozma öncesinde alınan raporlarına göre davacı şirketin rayiç değer bilançosuna göre borca batık olduğu tespiti yapılmış ise de davacı tarafça bozma ilamı sonrasında süreç içerisinde şirketin borca batıklıktan kurtulduğu ileri sürüldüğüne göre mahkemece bozma sonrasında yeniden borca batıklık incelemesi yapılmasının bozma ilamına içeriğine aykırı olmayacağı gibi kazanılmış haklara müdahale niteliği de taşımayacağı-
Kefillere taahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden kefiller hakkında temerrüt faizi talep edilemeyeceği- İtirazın iptali davasında icra takibinde talep edilen faiz miktarının değiştirilemeyeceği-
Eleştiri amaç ve sınırını aşan yazıların gerçeği yansıtsa bile yazıda kullanılan dil, ifade ve üslubun davacıyı küçük düşürmek, ona hakaret etmek amacına yönelik bulunması, davacının kişilik değerlerine saldırı niteliğinde bulunması halinde, davacı lehine tazminata hükmedilmesi gerekeceği–
Şikayetçi … Şti. birinci açık artırmaya katılıp pey sürmekle ihalenin feshini isteyebilecek ilgili statüsünü kazanmış olup; yapılan taşınmaz ihalesi, ihale bedelinin yatırılmaması sebebiyle, yeniden satışa çıkarılmış olduğundan İİK.nun 133/2. maddesine göre davacı iki ihale arasındaki farktan sorumlu olacağından ihalenin feshine ilişkin davayı açmakta hukuki yararının olduğu-
Mahkemece, dosya kapsamı ve iflas müdürlüğü yazı cevaplarına göre; davacı vekilinin alacak kaydı için müracaat ederken tebliğ masrafı vermediği, sıra cetvelinin de Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak ilan edildiği, İİK'nun 235. maddesi uyarınca 15 günlük dava açma süresinin 01.02.2010 tarihinde dolduğu gerekçesiyle yasal süreden sonra 03.02.2010 tarihinde açılan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın onandığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.