Müteselsil kefilin, sözleşmedeki kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olacağı-
İcra takibine konulan bonodaki imzanın sahte atıldığı iddiasına dayalı menfi tespit davasında ispat külfetinin davalı alacaklı tarafta olduğu-
Talep, banka kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa yönelik ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkin olup, İİK’nın 68/b maddesine göre, hesap kat ihtarının borçlu adresine ulaştığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı- Kat ihtarı borçluların adresine tebliğe çıkarılmış; borçlulardan H. S. Y.'a tebliğ edilmiş, diğer borçlu N. M. Y.'a çıkarılan tebligat ise iade edildiğinden, mahkemece, TBK’nın 586/1 maddesinde düzenlenen "ifada gecikme ve ihtarın sonuçsuz kalması" koşulu gerçekleşmiş bulunduğundan, talebin kabulü gerekeceği-
Menfi tespit davasına ilişkin dava dosyasında mündemiç ipotek resmi senedin şartlar başlıklı bölümünde ''... lehine ipotek verilen kişinin alacaklı bankaya ... vermiş olduğu ... ve vereceği kefalete dayalı taahhütlerden banka lehine imzalan kefaletler ve diğer her türlü sözleşmeler ile sebep ve ciheti ve kaynağı ne olursa olsun bankaya karşı asaleten veya kefaleten adı geçenlerin doğmuş ve doğacak her türlü kredi ve borçlarının teminatı olmak üzere ...TL bedelle ...'' denildiğinden, icra takibine konu olan borç da lehine ipotek verilen dava dışı üçüncü şahsa kefaleti sebebiyle bankaya olan borcundan kaynaklandığından ve davacının resmi merci önünde hazırlanan ipotek senedindeki taahhüdü kendisini bağlayıcı nitelikte olduğundan, bu ilkeler dikkate alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 s. BK'nın 126/4. maddesi uyarınca, davacının denetim ücreti alacağı, beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu- Denetçilik görevinden haksız olarak ayrılmasına sebep olunduğundan, uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olarak dava tarihinden sonraki dönemi de içerecek şekilde hüküm kurulmasının HMK. 26'ya aykırı olduğu; davacının ayrıldıktan sonra hiç bir denetim görevi yapmadığı gözetilerek belirlenecek tazminattan makul bir indirim yapılması gerektiği-
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Davacı banka, takibinde kötü niyetli sayılamayacağından, inkâr tazminatına hükmetmenin yerinde olmayacağı-
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Takibe konu edilen alacağın likit nitelikte olduğu gözetilmeden, mahkemece, icra inkar tazminatının yanılgılı gerekçelerle reddinin bozmayı gerektireceği-
Takip dosyasına konu senedin teminat senedi olup, temlikin ise iptal edilen bir borç ilişkisine dayandığı anlaşıldığından yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın kabul edilmesi gerektiği-
Kendi imzasını taşıyan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak borçluya kullandırılan kredilere kefil davalının, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olduğu, ne var ki, alınan bilirkişi raporunda kredi alacağının hangi sözleşmeden kaynaklandığı ve davalının sorumlu olduğu borç miktarı yeterince incelenip araştırılmadığı gibi raporun Yargıtay denetimine de elverişli olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.