Boşanma kararının sadece "kusur belirlemesi ve reddedilen tazminatlar" yönünden temyize konu edildiği, Özel Daire tarafından da temyiz edilen yönlere hasren bozma kararı verildiği anlaşıldığından somut olayda "boşanma kararı"nın kesinleştiği- Boşanma kararının kesinleşmesinden sonraki bir tarihte beliren ve davacının temyiz aşamasında ileri sürdüğü "sadakat yükümlülüğüne aykırı davranma" vakıasının değerlendirilmesinin ve hükme esas alınmasının bu davada olanaklı olmadığı- Davalı erkeğin, aile birliğini ekonomik yönden sarsacak şekilde borçlandığı, bu şekilde birlik görevlerini yerine getirmediği, buna karşılık davacı kadının eşinin birine kefil olması sonucunda borçlanma hadisesini her fırsatta gündeme getirip tartışma çıkardığı, en son müşterek evden ayrılarak ablasının yanına gittiği ve geri dönmediği, bunun üzerine davalının davacının özel bir takım eşyalarını ablasına götürdüğü, anne yanında bulunan ortak çocuğun da okuluna devam etmesi amacıyla babasıyla birlikte müşterek haneye döndüğü, tarafların bu şekilde ayrıldığı belirlendiğinden tarafların eşit kusurlu olduğu, tazminat taleplerinin reddi gerektiği-
Davalılardan Şehmuz Adanır’ın 16/07/1998 tarihinde tüketici kredisi kullandığını, diğer davalıların da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, kredinin geri ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini ileri sürerek, 17.971,98 TL alacağın temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline-
Taraflar arasında aksine bir sözleşme olmadığı hallerde, çeklere dayanan takiplerde, alacaklının 3095 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca faiz olarak avans oranını talep edebileceği-
Aval verenin, kimin için taahhüt altına girmişse, tıpkı onun gibi sorumlu olduğu; takip konusu bonoların keşideci adına tek imza atılarak düzenlenmiş olmaları halinde bunlardan şirket sorumlu olmayacağından, bu durumda keşideci şirket adına aval vermiş olan kimsenin de, senet bedelinden dolayı sorumlu tutulamayacağı-
Davacı mevduatının, davacının iradesi fesada uğratılarak Off-Shore Bank Ltd. hesabına gönderildiği iddiasına dayalı alacak istemi-<br />
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki menfi tespit davası-
Müteselsil sorumlulukta dahil olmak üzere birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde red sebebi aynı olan davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmolunacağı-
İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce, borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerektiği- Takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı-
İhtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren 10 gün içinde icra dairesinden kararın infazı istenebileceğinden, mahkemenin karar niteliği taşımayan derkenar nottan sonra teminat yatırılmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddi kararı doğru olmayıp, işin esasının incelenerek Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesine uygun bir ihtiyati haciz kararının verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.