Kiralananı kira süresi dolmadan tahliye eden davalı kiracının kira dönemi sonuna kadar olan kira bedelinden sorumlu olduğu ancak kiralayanın da bu sürede kiralananı tekrar kiraya vermek için gerekli çabayı göstermek ve zararın artmasını engellemekle yükümlü olduğu–
Rehinde temin edilmiş borcun kefil tarafından ödenmesi halinde, rehin hakkının kefile geçeceği (BK. mad. 496; şimdi; TBK. mad. 596); bu nedenle kefile satış bedelinden öncelikle pay ayrılması gerekeceği—
Takip dayanağı senedin yabancı dilde düzenlenmiş olması halinde, mahkemece senedin düzenlendiği yabancı dili yeterli ölçüde bilen ve özellikle üniversitenin ticaret hukuku kürsüsünde görevli bir hukukçu bilirkişiye inceleme yaptırılarak alınacak rapor çerçevesinde icra mahkemesince bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı ile asıl borçlu arasındaki sözleşmedeki imzanın borçluya ait olmadığı, bu durumda borçlunun ve borca müteselsil kefilin borçtan sorumlu olmayacakları- Kredi sözleşmesindeki imzanın asıl borçlunun eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğine göre; davalılar vekili yararına nispi vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersiz olduğundan (TBK. mad. 346), kiracının sıfatı gereğince; mahkemece değerlendirmenin sadece takip tarihi itibariyle "muaccel" hale gelen ödenmemiş kira alacağı yönünden yapılması gerekeceği, muacceliyet şartı gereğince istenen aylar kirasının değerlendirilmeye tabi tutulamayacağı-
23. HD. 30.03.2015 T. E: 2014/7622, K: 2072-
Üç aylık mirası red süresinin uzatılmasını gerektiren «haklı ne-den»ler -
Tasarrufun iptali davasının, "ticari dava" olarak değerlendirilemeyeceği ve bu davalarda arabulucuya başvurunun "dava şartı" olarak kabul edilemeyeceği (Konya BAM 3. HD. kararı)-
İpotek resmi senedinde yer alan kefalet akdinin BK’nın 484. maddesindeki koşulları taşıdığından geçerli olduğu, kaldı ki tapu memuru huzurunda düzenlenmiş olan ipotek akid tablosunun borçlu tarafından okunarak imza altına alınmış olduğu, bu nedenle borçlunun hem ipotek veren üçüncü kişi, hem de müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluk altına girmiş bulunduğu, bu durumda mahkemece "borçlu yönünden talebin kabulüne" karar verilmesi gerekirken "borçlu yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bina ve arazi (emlak) vergisi gibi satışı yapılan şeyin aynından doğan vergi alacağının (rüçhanlı alacak) olduğu, bu alacakların rehinli alacaklardan da önce ödeneceği (6183 s. K. 21/II)—

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.