22. HD. 05.03.2019 T. E: 2018/15086, K: 4969-
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı- İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanlarının gözetilmesi ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılarak sonuca gidilmesi gerektiği- İşçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlıkta, davacı işçi, "aylık ücretinin net 1.400,00 TL olduğunu", davalı işveren "ücretin 930,00 TL olduğunu" davacı tanıkları iddiayı, davalı tanıkları da savunmayı ileri sürmüş olup, yapılan emsal ücret araştırmasında davacının "1.020,86 TL net ücret alabileceği" belirtilmiş olduğunda göre, dosyadaki bilgi ve belgeler ile emsal ücret dikkate alındığında, davacının ücretinin "aylık net 1.020,86 TL" olarak belirlenmesinin dosya kapsamına uygun düşeceği- Fazla çalışma, hafta tatili ve ulusal bayram genel tatil alacakları tanık beyanlarına göre hesapladığından takdiri indirime gidilmesi yerinde ise de, ½ oranında yapılan indirimin hakkın özünü ortadan kaldıracak nitelikte olduğu-
İşin, asıl işverenin işyerinde yapılmış olmasının muvazaa iddiasının kabulünün delili olamayacağı, zira taşeronların aldıkları işleri asıl işverene ait işyerinde yapıyor olmaları halinde, bu yerlerin alt işverenler yönünden de işyeri anlamını taşıyacağı, bu gibi durumlarda fiziki olarak tek olan yerlerin hukuki bakımdan hem asıl işverenin, hem de alt işverenin işyeri sayılacağı, alt işveren (taşeron) işçilerinin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden, asıl işverenle aralarında hizmet akdi bulunmadığı için yararlanmasının mümkün olmadığının Yargıtay’ca kabul edildiği, esasen anılan sözleşmeden taşeron işçileri yararlanabilecekleri kabul edilseydi dava konumuzda olduğu gibi muvazaa iddiasında bulunulmasına gerek kalmayacağı, ayrıca davacının yararlanmak istediği asıl işveren davalının taraf olduğu TİS’nin tarafı yetkili işçi sendikasının belirlenmesi safhasında taşeron işçileri ve bu arada davacı çalışan işçi sayısının içerisine alınmayacağı, açıklanan bu nedenlerle; davalı
Kıdem, ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Davalı tarafça dosya içerisinde ibraz edilen ve davacı ile alt işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinde davacının aylık brüt ücretinin miktar olarak açıkça belirtildiği ve bu sözleşmenin davacı işçi tarafından itirazi kayıtsız imzalandığı görülmüş olup, davacı, sözleşmenin iradesi sakatlanarak imzalatıldığına ilişkin delil ibraz etmemiş olduğundan; davacının imzalamış olduğu iş sözleşmesiyle çalışma şartlarındaki esaslı değişikliğe yazılı olarak onay verdiği anlaşılmakla, fark ücret alacağı talebi yönünden davanın reddedilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa alacakların hesabı ile alacaklara işletilmesi gereken faiz başlangıç tarihi ve türü hususlarındadır...
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, izin ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Ücret farkı alacağının ödetilmesine-
Kadroya geçiş aşamasında taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde, ücretin her ay için ileriye etkili olarak asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kural her asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı- Y.siz ve denetime elverişli olmayan rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Toplu iş sözleşmesinin 31.10.2020 tarihinde sona erdiği nazara alındığında 01.01.2021 tarihinden sonraki dönem için bu toplu iş sözleşmesinde mevcut ikramiyeye ilişkin düzenlemeler göz önüne alınarak fark ikramiye alacağı hesabının yapılmasının hatalı olduğu-
İşçinin ihbar, kıdem, izin, ücret alacakları farkının hesaplanmasında, işverence iş akdinin feshinden sonra yapılan zamların nazara alınamayacağı, ancak, fesih tarihinde işçiye ihbar tazminatı peşin ödenmediği için, tam ve peşin ödeme koşulunun gerçekleşmediği, aradaki ilişkinin kesin bir biçimde sona ermediği, bu durumda; davacının, çalışma süresine göre ihbar öneli 8 hafta olduğu için, bu önel içinde gerçekleştirilen ücret zamlarından yararlandırılmasının İş Hukukunun işçiyi koruyucu ilkesine uygun düşeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.