Tarafların dosyaya yansıyan birbirine yakın gelir durumları ve davacı kadının sürekli gelir getiren bir işte çalışıyor olması dikkate alındığında boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği-
Davacı avukat ile müvekkili davalı arasındaki vekalet ilişkisinin, davalı tarafından haklı ya da haksız feshedildiği tespit edilmeden davalının vekalet ücreti ödemekle yükümlü olup olmadığına karar verilemeyeceği-
Azil ve feshin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü olmadığı- Haklı azil ve fesih halinde, ancak fesih tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebileceği; vekalet ilişkisi bir bütün olup azil ve feshin, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceği- Azil tarihinde davacı hakkında yürütülen soruşturmanın güven sarsıcı olduğu sabit olup, haklı azil sonucunu doğurduğu anlaşıldığından ve azil tarihinde kesinleşmiş iş bulunmamasına göre davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı işveren tarafından işe davet edilmesine rağmen davacının işe gelmediği savunulmuş ve mahkemece de davacı işçinin işe başlamakta samimi olmadığı gerekçesi ile işçilik alacaklarına ilişkin açılan davanın reddine karar verilmişse de, davalının hem "davacı işçinin işe davet edilmesine rağmen işe gelmediği" yönündeki savunmada bulunması, hem de kendi beyanlarından ve dosya içindeki belgelerden davacı işçiye işe başlatmama sonucu ödenen boşta geçen süre ücretini de ödediği anlaşıldığından, davacının usulüne uygun olarak işe başlatılma başvurusu yaptığı buna karşılık davalı işveren tarafından işe başlatılmadığının kabulü gerektiği-
1475 sayılı İş Kanununun 14 ve 4857 sayılı İş Kanunun 120 nci maddesi uyarınca, işverenin, kıdem tazminatı borcu bakımından, iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşeceği- Diğer tazminat ve alacaklar bakımından ise, tarafların sözleşme ile kararlaştırdıkları ödeme zamanı ya da işçi tarafından gönderilecek ihtarnamede belirtilen ödeme günü itibariyle işverenin temerrüdünin gerçekleşeceği-
Onsekiz yaşını tamamlamış ve çalışmasına engel bir durumu bulunmayan kız çocuğuna, babasının nafaka ödemek yükümlülüğü bulunmadığı–
Takibe dayanak yapılan İş Mahkemesi ilamının likit bir alacak yönünden eda hükmü içermediği, bu hali ile ilamın yargılama gideri dışında icra takibine konu edilemeyeceği, icra mahkemesince asıl alacak yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin tümden reddinin isabetsiz olduğu-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı, faiz başlangıç tarihi ve faiz oranı hususundadır...
Kıdem tazminatı, fazla mesai ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti, fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve uygulanacak faiz oranı hususundadır...
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.