Paylı mülkiyetin söz konusu olduğu hâllerde, tapu iptali ve tescil davasının tüm paydaşlara yöneltilmesinin kararın infazı açısından önem taşıdığı, o halde, mahkemece bu dosyada taraf olmayan, ölü olduğu anlaşılan diğer tapu malikinin mirasçıları hakkında Orman Yönetimi tarafından ek dava açılması sağlanarak iş bu dosya ile birleştirilmek suretiyle bu kişiler yönünden taraf teşkili sağlandıktan sonra delillerin toplanması, sonra işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, davanın da tüm mirasçılar tarafından birlikte yürütülmesi gerekliyse de, mirasçıların aynı zamanda davalı olması sebebiyle menfaat çatışması bulunduğundan, mahkemece, terekeye temsilci tayin ettirilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında, davalılar arasında "zorunlu dava akadaşlığı" bulunduğu; bonolardaki "yetki koşulu"nun -yeni HMK'nun 17. maddesinde öngörülen koşullar çerçevesinde- geçerli olduğu–
Her ne kadar davacı tarafından kısmi dava açılmışsa da, taraflar arasındaki sözleşmede, talep edilen alacakların miktarının tespitine yarar kıstaslar ortaya konduğundan, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuyla da alacağın miktarı belirlendiğinden, alacağın belirlenmesinin mümkün olduğu, bu durumda mahkemece, dava ve usul ekonomisi bakımından HMK.'nın 115/2 maddesi uyarınca davasını tam dava olarak devam ettirmesi ve harcı tamamlatması konusunda davacı vekiline kesin süre verilerek sonucuna göre işlem yapılması gerekeceği-
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmaz hakkında açılmış derdest ortaklığın giderilmesi davasının veya kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunmadığının, böylelikle birleşen davacı yönünden mevcut ve güncel hukuki yararın da bulunmadığının anlaşıldığı-
İcra emrinin borçlu vekiline tebliğ edilmediği, öğrenme tarihinin 21.08.2020 olduğu, takip kesinleşmeden haciz uygulandığı, paranın iadesi için ise İİK'nın 361. maddesindeki şartların oluşmadığı gerekçesi ile icra emri tebliğ tarihinin 21.08.2020 olarak düzeltilmesine, hacizlerin kaldırılmasına, tahsil edilen paranın iadesine ilişkin talebin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’nin 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, davacı alacaklının İİK'nin 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK'nin 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Çeklerde vade olmayacağı kural ise de , uygulamada ticari yaşamda ileri bir tarihte keşide edilmiş gibi çek düzenlendiğinin, bu tip çeklerin yaygın olarak kullanıldığının görüldüğü, uygulamada ve öğretide bu gibi hallerde borcun ; vade, ibraz ya da takip tarihlerinden önce doğduğu iddiasının varlığı halinde, borcun gerçek doğum tarihinin tespitinin gerektiğinin kabul edildiği, somut olayda da vadeli çek verildiğinden ve davacı yan da borcun daha önce doğduğunu iddia ettiğinden kural olarak borcun gerçek doğum tarihinin araştırılmasının gerekmekeceği, bu yön dava şartı olup, temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın incelenmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.