Mahkemece itirazın iptaline karar verilmesi nedeniyle borçlunun itirazının haksız olduğu anlaşılmış olup alacak likit (belirlenebilir) olduğundan hüküm altına alınan toplam alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin doğru olmadığı-
Kooperatif üyesi olan davalının satacağı araçları yönetimce numaranlandırılan boş yerlere park ettiği, kooperatif görevlileri tarafından muayyen zamanlarda yapılan kontrollerde bu araçların plakalarının ücretlendirme yapılmak üzere kaydedildiği, bu uygulamanın genel kurul kararlarına dayalı olarak yapıldığı, davalının bu suretle ortak yerlerin işgalinden dolayı icra takibinde belirlenen miktarda borçlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Davalı vekili icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerin değerlendirilmediğini belirterek itiraz ettiği, mahkemece, davalının bu yöndeki itirazlarının değerlendirilmesi yönünden banka kayıtları üzerinde son raporu düzenleyen bilirkişi heyetince inceleme yaptırılarak ek rapor alınıp deliller hep birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerektiği-
İtirazın iptali davası-
İtirazın iptali davası bozma kararına uyularak-
Alacak davası-
Davalının davacı kooperatife üye olmadığını ve diğer ortaklardan farklı statüde bulunduğunu savunarak aidat alacağı için başlatılan icra takibine yaptığı itirazın iptali istemine ilişkin davada; HUMK 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin hangi dava ve işlerde görevli olduğunun gösterildiği; buna göre bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerektiği; davalı, davacı kooperatifin üyesi olmadığını, diğer üyelerden farklı bir statüsü bulunduğunu, bu sebeple kararlaştırılan aidat bedellerinden sorumlu olmayacağını savunmuş olup; davalının ortaklık statüsünün tespiti bakımından Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olmadığı -
Limited şirketin ihyası istemi-
Dava niteliği itibariyle İİK’nun 67.maddesinde yer alan itirazın iptali davasında, kira sözleşmesindeki %15 artış şartına göre hüküm kurulması gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmede “temerrüt faizinin, temerrüt tarihinde bankanın kısa, orta ve uzun vadeli cari kredi faizlerinden en yüksek olanının %50 fazlası nispetinde uygulanacağı” hüküm altına alındığına göre, davacı bankanın davalıların temerrüt tarihinde fiilen uyguladığı cari faiz oranları ve buna göre uygulanması gereken temerrüt faiz oranı saptanıp, uzman bilirkişi kurulundan rapor alınarak, uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.