Davalı tarafından imzalanan 20.06.2000 tarihli hesap taahhütnamesinin 4.7.maddesinin “Bankanızca tarafıma verilecek her çek yaprağı için bankanızın hamillere karşı yasal olarak ödemekle yükümlü olduğu tutarlar toplamının (ileride artacak tutarlar dahil) teminatı olarak doğacak borca yetecek miktar için bankanız nezdindeki tüm hesaplarım ile hak ve alacaklarımın ve kıymetli evraklarımın bankanıza rehinli olduğunu, bankanızın bu şekilde temin edilen alacaklarını söz konusu hesaplarımdan veya haklarımdan re'sen tahsile yetkili olduğu gibi talep, dava ve takibe yetkili olduğunu kabul ve taahhüt ederim.”şeklinde olduğu, mahkemece, anılan sözleşme hükmü üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
Alacak davası-
Dava 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığından kira alacağı talebine karşı açılan karşı davaya bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu- ./.. -2- ESAS NO : 2017/2056 KARAR NO : 2017/6688 Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine-
Davalılar vekili, “dava konusu borcun ipoteklerle temin edildiğini ve davacı bankaca ipotekli takipler yapıldığını” ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, ipotekli takip dosyaları celbedilerek asıl borçlu olan davalı şirket yönünden İİK. nun 45 maddesi hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususu üzerinde tartışma ve değerlendirme yapılarak varılacak sonuca göre karar verilmesi için mahkemece “davanın kabulüne” dair verilen kararın bozulması gerekeceği-
İtirazın iptali istemi-
Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 s. Kanun kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerektiği- Ticari şirketin müşaviri olan davalının tüketici sıfatını taşımadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı ve dava da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığından, vekalet ücretinin ödenmemesinden kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali için açılan davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği-
İtirazın iptali istemiyle açılan asıl davada, asıl davanın davalısı-birleşen davanın davacısı yüklenici şirketin icra dosyalarında gönderilen 89/1 haciz ihbarnamelerine verdiği cevap da gözetilerek davaya konu asıl alacak miktarının likid nitelikte olup olmadığı, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 67/2 nci maddesi uyarınca icra inkâr tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, buradan varılacak sonuca göre asıl davada davacı-birleşen davada davalı taşeron şirket lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği- İcra inkâr tazminatına ilişkin somut ve gerekçeli herhangi bir temyiz sebebi ileri sürmediği gözetildiğinde direnme kararının onanması gerektiği-
Eldeki dava bedele dönüşmekle birlikte dava konusu takip dosyası kesinleşmediğinden, borçlu aleyhine açılan itirazın iptali davası derdest olduğundan ve İİK'nun 281/2 maddesi kapsamında dava şartları yönünden yaklaşık ispat koşulları gerçekleşmediğinden davalı 3. kişinin malvarlığı üzerine konulması istenen ihtiyati haciz talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
3. HD. 25.10.2018 T. E: 2017/3998, K: 10660-
Taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca eksik imâlat bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.