İtirazın iptali istemi-
Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 s. Kanun kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin tüketici vasfını taşıması gerektiği- Ticari şirketin müşaviri olan davalının tüketici sıfatını taşımadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı ve dava da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığından, vekalet ücretinin ödenmemesinden kaynaklı başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali için açılan davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması gerektiği-
İtirazın iptali istemiyle açılan asıl davada, asıl davanın davalısı-birleşen davanın davacısı yüklenici şirketin icra dosyalarında gönderilen 89/1 haciz ihbarnamelerine verdiği cevap da gözetilerek davaya konu asıl alacak miktarının likid nitelikte olup olmadığı, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 67/2 nci maddesi uyarınca icra inkâr tazminatı talebinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, buradan varılacak sonuca göre asıl davada davacı-birleşen davada davalı taşeron şirket lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği- İcra inkâr tazminatına ilişkin somut ve gerekçeli herhangi bir temyiz sebebi ileri sürmediği gözetildiğinde direnme kararının onanması gerektiği-
Eldeki dava bedele dönüşmekle birlikte dava konusu takip dosyası kesinleşmediğinden, borçlu aleyhine açılan itirazın iptali davası derdest olduğundan ve İİK'nun 281/2 maddesi kapsamında dava şartları yönünden yaklaşık ispat koşulları gerçekleşmediğinden davalı 3. kişinin malvarlığı üzerine konulması istenen ihtiyati haciz talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
3. HD. 25.10.2018 T. E: 2017/3998, K: 10660-
Taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca eksik imâlat bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Kredi verenin, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak, ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksiti ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabileceği, ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az 1 hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunulması gerekeceği, taksitlerin 7 gün içinde ödenmesinin istenildiği ancak aynı ihtar içerisinde, ödeme yapılmadığı takdirde ileriye yönelik taksit miktarlarının da ödenmesi istenildiğinden, bu ihtar 4077 sayılı yasanın 10.maddesi şartlarına uygun bir muacceliyet ihtarı olarak kabul edilemeyeceği ve dolayısıyla tüm kredi borcu için takibin yapılamayacağı, davacının, davalının takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer ferileriyle birlikte muaccel olan alacaklarını talep etme hakkının olduğu, davalının takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek bu miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesinin gerektiği-
Yetki sözleşmesinde öngörülen yerde dava açılabileceği gibi davalının ikametgâhının bulunduğu yerde de dava açılabileceği–
Alacaklı tarafından «itirazın iptali» konusunda mahkemeden alınacak kararın, icra mahkemesinden alınan «itirazın kaldırılması» kararının sonuçlarını doğuracağı—
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.