Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı (kadın) yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat az olduğu, daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat takdiri gerekeceği-
Borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği ve menfi tespit davasının, tasarrufun iptâli davasından sonra açıldığı durumlarda, menfi tespit davasının sonucunun, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece bekletici mesele yapılamayacağı - Bankacılık Kanunu'nda -5411 sayılı Kanunun geçici 13. maddesi uyarınca- TMSF tarafından açılan tasarrufun iptâli davalarında aciz belgesi aranması şartının ortadan kaldırılmış olduğu–
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebine ilişkin davada, 4721 S.K. 194. M. hükmü ve davacının mülkiyet hakkı karşısında taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını sınırlayıcı şekildeki bu karara hukuki sonuç bağlanamayacağı, elatmanın önlenmesi istemi bakımından davacının temyiz dilekçesinde bildirdiği şekilde taşınmazın boşaltılıp boşaltılmadığı açıklığa kavuşturularak bir karar verilmesi ve 15 günlük süre tanındığı dikkate alınarak ecrimisil başlangıcının bu süre bitimi gözetilmek suretiyle davacının dava dilekçesinde talep ettiği tarih sonuna kadar belirlenecek ecrimisil miktarına hükmedilmesi gerekeceği-
İhtiyati tedbir kararın infazına ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin kararı veren mahkemeye ait olduğu, icra mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ilişkin davada; aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetlerinin sınırlandırıldığı, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konutun aile konutu özelliğini taşıdığı, getirilen bu sınırlandırmanın, “emredici” nitelikte olduğu, dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamayacağı ve açık rızanın ancak “belirli olan” bir işlem için verilebileceği-
Aile konutunun miras payına mahsuben sağ eşe özgülenmesi istemi-
Borçlunun eşinin aile konutu şerhi konulmuş olan taşınmaza ilişkin yapılan ihalenin feshini -tapu sicilindeki ilgili sıfatıyla- isteyebileceği-
Hak sahibi eşin, aile konutuyla ilgili iradi tasarruflarının TMK'nun 194. maddesi gereği diğer eşin açık rızasına bağlı olup, cebri ihalenin ise bu hükmün dışında olduğu-
Saptanan bu durum karşısında tarafların çalıştıkları tarihten, 890 ada 18 sayılı parselde bulunan dairenin alındığı 10.12.1999 tarihine kadar her birinin ayrı ayrı toplam gelirlerinin hesaplanmasının, eşlerin sosyal statüleri ve mesleki kariyerleri gözetilerek her eşin olağan koşullarda yapabilecekleri giderlerinin saptanmasının, davalı Şeref Akçakaya'nın 743 sayılı TKM.nin 152. (yeni TMK.’nun 186.) maddesi uyarınca evi geçindirme yükümlülüğü de gözönünde tutularak yaptığı giderlerinde kişisel giderlerine eklenmesinin, her eşin toplam giderlerinin, kişisel gelirlerinden ayrı ayrı düşürülmesinin ve böylece her eşin yapabileceği tasarruf miktarının bulunmasının, toplam tasarruf miktarı karşısında, davacının tasarruf oranının belirlenmesinin ve belirlenen bu oranın, davanın açıldığı 04.07.2007 tarihine göre belirlenecek taşınmazın gerçek değeri ile çarpılması sonucu bulunacak miktarın davacının katkı payı alacağı olarak hüküm altına alınmasının gerekeceği-
Aile konutunun hak sahibi tarafından devrine ilişkin tasarruf işlemine rızası gereken eşin, işlemin rızası alınmaksızın yapıldığını, konutun bu vasfını devam ettirmesi şartıyla ve evlilik devam ettiği sürece ileri sürebileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.