İİK'nun 179/b-2. maddesi gereğince borçlu şirket hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlanmasında yasaya uymayan bir yönün olmadığı, ancak, aynı madde hükmüne göre, ipotekli taşınmazın satışı gerçekleştirilemez ve bu husus kamu düzeninden olup mahkemece taraflarca ileri sürülmemiş olsa dahi re'sen nazara alınmasının gerekli olduğu, bu durumda, iflas ertelenmesi davasında verilen tedbir kararı kapsamında İİK'nun 179/b maddesi gereğince, ipotek konusu taşınmazın satışı gerçekleştirilemeyeceğinden, bölge adliye mahkemesince, ihale tarihinde borçlu şirket hakkındaki tedbirin de devam ettiği sabit olduğundan alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken taşınmazın muhammen bedele eşit ihale edildiği gerekçesi ile hukuki yarar yokluğundan şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Aynı alacaktan dolayı birden fazla taşınmaz üzerinde toplu ipotek tesis edilirse, tüm taşınmazların birlikte takibe konu edilmesi, birlikte satışının istenmesi ve birlikte satış kararı verilmesinin zorunlu olduğu (TMK 850, 873)-  İcra hukuk mahkemesi, "satışın iptali" talebinin kesin olarak reddine karar verse de, satışa hazırlık işlemlerine ilişkin verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden, toplu ipoteğe konu tüm taşınmazların birlikte satılmasına ilişkin emredici hükmün ihlal edilmeyeceği ve sadece 2 taşınmazın satışının yapılmasının hatalı olduğu- İhale bedeli muhammen bedelin üzerinde olsa da, toplu ipoteğe konu tüm taşınmazlar aynı takip talebinde yer almasına rağmen, birlikte satışının yapılmaması halinde, şikayetçi borçluların ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğu-
Cebri icra yoluyla yapılan satışlarda ihalenin kesinleşmesiyle mülkiyetin alıcıya geçeceği- Mülkiyeti üçüncü kişiye geçmiş olan konutun tapu kütüğüne, malikin tasarruf yetkisini ve temlik hakkını sınırlayıcı şerh konulamayacağından davanın konusuz hale geleceği, konusuz hale gelen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verileceği-
Takibe konu senette borçlu şirket yetkilisi olarak imza attığı görülen ve takibin ve ihalenin tarafı olmadığı anlaşılan şikayetçinin İİK'nın 7343 sayılı kanunun 27. maddesi ile değişik 134/3. maddesinde belirtilen kişilerden olmadığı, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinin de kabulünde olup, açılan davanın nispi harca tabi olup, teminat gerektirdiği, bu nedenle, mahkemece, kanunda belirtilen istisnai kişiler dışında kaldığı anlaşılan davacıya öncelikle nispi harç ve akabinde ihale bedelinin % 5' i oranında teminat yatırtılmadan yargılama yapılması ve akabinde Harçlar Kanunu'na aykırı şekilde nispi harcın tahsiline karar verilmesi, dava şartı olan, ancak alınmayan teminat hususunda " karar verilmesine yer olmadığına " şeklinde karar verilmesinin ve bu hususların Bölge Adliye Mahkemesince gözden kaçırılmasının hatalı olduğu-
Dava konusu mahcuzlardan açık artırma şartnamesinin 1. sırasında bulunan menkul haricindeki mahcuzların ticari işletme rehni kapsamına dahil mallar olduğu, bu sebeple; davanın kabulü ile ihale bedelinin alacaklıdan alınarak davacı 3. kişiye ödenmesine karar vermek gerekeceği-
İhalenin feshine ilişkin şikayet, görevsiz veya yetkisiz icra mahkemesine yapılırsa, mahkemece evrak üzerinde inceleme ile başvuru tarihinden itibaren en geç on gün içinde görevsizlik veya yetkisizlik kararı verileceği ve bu kararların kesin olduğu-
300.000,00 TL muhammen bedelli taşınmazın 300.500,00 TL'ye satıldığı, borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüşse de taşınmazın kıymetinin düşük takdir edildiği yönünde bir iddiasının bulunmadığı, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına bu nedenle girilmemiş olacağından şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulmasının gerekeceği-
Satış saatlerinin şartname ve satış ilanında birbiriyle çelişir şekilde gösterilmiş olmasının talebi etkileyeceğinden ihalenin feshi nedeni olacağı—
Ölen borçlulardan birinin mirasçısının da ihalenin feshini isteyebileceği; satışa konu taşınmazın mülkiyetinin diğer borçluya ait olmasının bu sonucu değiştirmeyeceği-
Borçlunun muristen intikal edecek taşınmaz hissesine haciz konulduktan sonra, aynı taşınmaz hissesine uygulanan ikinci haciz ile konulan ilk haczin düşeceği, bu talebin ilk hacizden vazgeçme anlamına geleceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.