300.000,00 TL muhammen bedelli taşınmazın 300.500,00 TL'ye satıldığı, borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdirinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüşse de taşınmazın kıymetinin düşük takdir edildiği yönünde bir iddiasının bulunmadığı, bu durumda zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçlunun ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, mahkemece istemin bu nedenle reddi yerine işin esasının incelenerek sonuca gidilmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden mahkeme kararının sonucu itibariyle doğru olduğu, ancak İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına bu nedenle girilmemiş olacağından şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulmasının gerekeceği-
Satış saatlerinin şartname ve satış ilanında birbiriyle çelişir şekilde gösterilmiş olmasının talebi etkileyeceğinden ihalenin feshi nedeni olacağı—
Ölen borçlulardan birinin mirasçısının da ihalenin feshini isteyebileceği; satışa konu taşınmazın mülkiyetinin diğer borçluya ait olmasının bu sonucu değiştirmeyeceği-
Borçlunun muristen intikal edecek taşınmaz hissesine haciz konulduktan sonra, aynı taşınmaz hissesine uygulanan ikinci haciz ile konulan ilk haczin düşeceği, bu talebin ilk hacizden vazgeçme anlamına geleceği-
Borçlu şirket adına çıkarılan satış ilanı tebligatının “.... adresine tebliğe çıkarıldığı, “muhatap adresten ayrılmıştır yeni adresi tespit edilememiş olup tebliğ imkansızlığı nedeni ile çıkış merciine iade” şerhi ile iade edilmesi üzerine ticaret sicilinde kayıtlı ... bu adrese T.K. 35’e göre satış ilanının tebliğ edildiğinin görüldüğü, ancak borçlu şirketin dava dilekçesinde şirketin adreste hala ikamet ettiğini, posta memurunun adrese hiç gitmeden şerhi yazdığını iddia ettiği ,dosya içerisinde bulunan ... İl Emniyet Müdürlüğü'nden alınan ......... tarihli cevabi yazıda, borçlu şirketin,...... adresinde faaliyetine devam ettiğinin bildirildiğinin, dolayısıyla borçlu şirketin tebligatların çıkartıldığı ticaret sicili adresinden taşındığının tespit edildiğinin görüldüğü, bu durumda, borçlu şirketin, ticaret sicili adresine çıkartılan tebligatın ‘ayrıldığından’’ bahisle iade edilmesi üzerine, TK’nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunu söyleyebilme olanağının olmadığı-
Menkul ihalelerinde ihalenin feshini isteyebilecek kişilerin sınırlı olarak sayılmış olduğu; rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıp kendi dosyasından satış istememiş olan rehinli alacaklının, satışa konu araçla ilgili ihalenin feshini isteyemeyeceği-
Satış ilânının vekile tebliğinin yeterli olduğu vekil yanında ayrıca vekalet veren asile (borçluya, alacaklıya vb.) gönderilen satış ilânının bunlara usulsüz olarak tebliğ edilmiş olmasının ihalenin feshini gerektirmeyeceği—
Şikâyetçi borçluya kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğinin usulsüz olması durumunda, borçlunun satışa esas alınan kıymet takdirinden, satış ilanı tebliği ile de haberdar olmayacağı-  Usulsüz tebligatlar nedeniyle kıymet takdirine itiraz hakkını kullanamayan borçlunun icra müdürlüğünün yaptırmış olduğu kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edebileceği- Fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazların, konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği- İhale bedeli, muhammen bedelin üzerinde olsa da satışa esas muhammen bedelin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının incelenmesi gerektiği ve bu aşamada ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediği ve borçlunun hukuki yararının bulunmadığının söylenemeyeceği- Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda keşif ve bilirkişi incelemesiyle taşınmazın değerinin tespit edilerek bir karar verilmesi gerektiği- "İhalenin feshi incelemesinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığı, satışa hazırlık aşamasındaki usulsüzlükler nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği" şeklindeki BAM direnme kararının isabetli bulunmadığı-
Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebligatlarda “tebliğ tarihi”nin, “iki numaralı fişin (ihbarnamenin) kapıya yapıştırıldığı tarih” olduğu–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.