Davadan feragatin, geniş kapsamlı bir beyan olup; HMK'nun 311. maddesi gereğince kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, feragatin geçerliliğinin, karşı tarafın muvafakatine de bağlı olmadığı, feragat beyanının, etkisini, onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile göstereceği, bu durumda icra mahkemesi kararının, şikayetçi vekilinin davadan feragati hakkında bir karar verilmek üzere bozulmasının gerekeceği-
İİK'nun 134/2. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 281. maddesi uyarınca kanuna veya ahlâka (adaba) aykırı şekilde ihaleye fesat karıştırılmış olmasının ihalenin feshi sebebi olduğu- İhalenin amacına ulaşmasını ve malın gerçek değerine satılmasını, ihalenin sağlıklı ve normal şartlarda yapılmasını engelleyici, dürüstlük kuralları ile bağdaşmayan davranışlarda bulunulması ve ihaleye katılıma engel olunmasının "ihaleye fesat karıştırma" niteliğinde olduğu- Dava konusu taşınmaza ilişkin yapı kayıt belgesinin 20.11.2018 tarihinde yani ihaleden 21 gün önce alındığı, dosya kapsamında davacının bu belgenin alındığından ihaleden önce haberdar olduğuna ilişkin bir bilginin bulunmadığının anlaşıldığı- Bu durumda, söz konusu belgenin ihaleden önce alınmış olmasına rağmen satış dosyasına sunulmamasının, muhtemel katılımcıların bilgi sahibi olma imkanını ortadan kaldırdığı ve bu suretle talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğunun kabulü gerekeceği; zira dava konusu taşınmazın konumu, belirlenen muhammen değeri ile satış bedeli ve ihaleye sadece bir kişinin katılmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde; İmar Kanunu’nun Geçici 16. maddesi kapsamında alınan yapı kayıt belgesinin, taşınmazın değerine olumlu katkı sağlayacağı ve ihalesine olan ilgiyi artıracağının açık olduğu, bu nedenle; ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Cebri icra yoluyla ve açık artırma suretiyle yapılan satışlar sonucu bir taşınmaz malın satın alınmasında, ancak “ihalenin feshi yoluna gidilmesinin engellendiğinin anlaşılması halinde”, MK’nun 1023. maddesine dayanılarak genel mahkemede “tescilin yolsuzluğu”na ilişkin “tapu iptali ve tescil davası” açılabileceği ve alıcının satışa konu malın tapu kaydının yolsuzluğunu bile bile ve kötü niyetle bu arttırmaya girip taşınmazı satın aldığının kanıtlanması halinde, “davanın kabulüne” karar verilmesi gerekeceği-
Satış ilanı tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre yapılmak istendiği, ancak; muhatabın tevziat saatlerinden sonra geleceğinin tevsik edilmediği, tebliğe çıkaran merci dışında tebligat üzerinde iki imzanın bulunduğu oysaki beyanı alınan (ve imzadan imtina ettiğine dair şerh düşülmeyen) komşu, tebligatı teslim alan muhtar ve tebliğ memurunun imzası olmak üzere üç imzanın bulunması gerektiği, tebliğ memurunun ad–soyadının tebligat zarfında yazılı olmadığı dolayısıyla yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Artırma bedelinin taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az %50'sini bulmasının ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını karşılamasının zorunlu kılındığı-
İhale konusu taşınırların kıymet takdirinin İİK. 128/a-3 maddesinde belirtildiği gibi, taşınırların değerini önemli ölçüde etkileyecek doğal afet vb. bir durum olmadığı halde, ihalenin yapıldığı tarihi itibariyle İİK'nun 128/a-3 maddesinde öngörülen iki yıllık süre henüz dolmadan yeniden kıymet takdiri yapıldığı ve ihalenin de söz konusu ikinci kıymet takdirinde belirlenen değer esas alınarak gerçekleştirildiği, İİK'nun 128/a-3 maddesine aykırılık nedeniyle şikayetin kabulü ile  ihalenin feshine karar vermek gerekeceği-
«Fesat» nedeniyle ihalenin feshinin, en geç ihale tarihinden itibaren bir yıl içinde istenebileceği—
İhalenin feshini isteyen kişinin, icra takibinde alacaklı ya da borçlu olmayıp, ihale konusu taşınmaz üzerinde lehine mevcut olan haciz şerhi nedeniyle tapu sicilindeki ilgili konumunda olduğu, buna göre, satışın yapıldığı icra takibinde üçüncü kişi olan şikayetçinin, ihalenin feshini isteyebilmesi için yurt içinde adres göstermesinin zorunlu olduğu, şikayet dilekçesinde bu koşul yerine getirilmediği gibi, şikayet dilekçesine ekli ............ tarihli vekaletnamede de şikayetçi asilin adresinin “Almanya” olarak gösterildiğinin ve gösterilen bu adresin yurt dışı adresi olduğunun anlaşıldığı, hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince, İİK'nın 134/2. maddesindeki koşulu taşımayan şikayet dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ihalenin feshi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İİK. mad. 134/2 uyarınca ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmesi halinde, mahkemenin davacıyı feshi istenilen ihale bedelinin yüzde onu oranında para cezasına mahkum edielceği, kamu düzenine ilişkin bu emredici hükme aykırılık halinde aleyhe bozma ilkesinin de nazara alınamayacağı-
Satış ilanının, vekile tebliğinin gerekeceği, takip dosyasına ayrıca vekaletname sunulmamış olmasının, artık borçlunun takipte vekille temsil edildiği gerçeğini ortadan kaldırmayacağı-
İİK. mad. 134/2 uyarınca ihalenin feshini, satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenlerin isteyebileceği, ihalenin feshi talebinde bulunan şikayetçinin, icra takibinde taraf olmadığı gibi ihale konusu taşınmazın tapu sicilinde ilgili sıfatı da bulunmadığı, aynı zamanda şikayet konusu ihaleye de pey sürmek suretiyle katılmadığından, bu nedenlerle ihalenin feshi davası açmasına yasal imkanının olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.