................... tarihli satış kararında; satışa çıkarılacak taşınmaz ilanının yerel gazete ile ilanına karar verildiği, taşınmazlardan birinin muhammen bedelinin 202.300,00 TL olduğu ve 124.650,00 TL’ye ihale edildiği; diğerinin muhammen bedelinin 260.988,50 TL olduğu ve 142.500,00 TL'ye ihale edildiği görülmüş olup, bu haliyle yapılmış olan ilanların gerekli talep ve talibi artırmadığı anlaşıldığından, taşınmaz satış ilanının yurt düzeyinde bir gazete ile ilan edilmesinin, alakadarların menfaatine uygun olacağının anlaşıldığı-
Satış bedeli, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olduğundan,1129 ada, 10 parsel sayılı taşınmaz yönünden zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, borçluların bu parsel yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararlarının olmadığı-
İhalenin feshi istemi HMK'nin 308/2. maddesinde belirtilen tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir dava olmadığına göre, ihalenin feshi davalarında davayı kabul mümkün olup, kabulün hukuki sonuç doğurması için, borçlu tarafından yapılan şikayette, hem alacaklı hem de ihale alıcısının davayı kabul etmesi gerekeceği-
Takibe taraf olmayan üçüncü kişinin, borçlu hakkında yapılmış olan «takibin iptalini» (ve «ihalenin feshini») isteyemeyecekleri–
İİK.mad. 191/1 uyarınca iflasın açılması ile borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisini kaybettiği ve dolayısıyla malvarlığına dahil değerler üzerindeki hukuki işlemlerinin iflas alacaklılarına karşı geçersiz olduğu- Davacının İİK. mad. 254  kapsamında verilen iflas kapatma kararının ilan edildiği, BK.nun 66. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin bu tarih itibarıyla başlaması gerektiği, zamanaşımı süresi dolmadan davanın açılmış olduğu,davacı yanca iflas tasfiyesinin devamı sırasında alacaklı ile yapmış olduğu protokol kapsamında alacaklıya ve vekiline yaptığı ödemelerin İİK. mad. 191 gereği iflas alacaklılarına karşı hükümsüz bulunduğu, müflis borçlunun yasada öngörülen geçersizliğe dayanılarak iade talebinde bulunamayacağı, borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğundan ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağından davanın reddi gerektiği-
Satış bedellinin muhammen bedelin üzerinde olduğu anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, bu durumda, İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden, ihalenin feshi isteminin feragat nedeniyle reddi halinde de borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
İİK’nun 128/a-2. maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin, 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde yer alan durma hükümlerine tabi olmadığı nazara alınarak, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirildiğinden ve bu hususun kamu düzeni nedeniyle re'sen gözetilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesince taşınmaz ihalesinin feshine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Vekâletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisi bulunan davacılar vekili UYAP sistemi üzerinden elektronik imzalı, ............ tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirdiklerinden, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekeceği-
Mahkemece, Basın İlan Kurumu'na yazı yazılarak satış talep tarihi itibariyle ilanın yapıldığı Milli Gazetenin tirajı sorularak sonucuna göre bir karar verilmeden sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.