Tebligatın tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı nazara alınmadan, borçluya yapılan ilanen tebligat işlemi hatalı olacağından, ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçiye satış ilanının tebliğ edildiği, ihalenin yapıldığı, şikayetçi vekilinin ise ihale tarihinden itibaren 7 günlük süre geçtikten sonra İİK’nun 129. maddesine dayalı olarak ihalenin feshini istediği anlaşılmakla birlikte, şikayetçiye satış ilanı tebliğ edilmiş ve yapılan bu tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürülmemiş olduğundan, şikayet nedeni de İİK’nun 134/6. maddesinde öngörülen “satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olduğuna” ilişkin olmadığından, mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
8. HD. 11.06.2018 T. E: 2429, K: 13974-
İhale tarihinden sonra verilmiş ve kesinleşmiş menfi tespit kararı, kesinleşen ihalenin hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmayacağından, icra müdürünün kesinleşen ihale karşısında tescil işlemlerinden kaçınamayacağı- İhalenin alacağa mahsuben gerçekleştiği, takibe konu alacağın ise bulunmadığının kesinleşen menfi tespit davası ile tespit edildiği nazara alındığında; ihale bedelinin tamamen yatırılması halinde taşınmazın alıcı adına tescili mümkün olup, şikayetçi tarafından ihale bedelinin dosyaya yatırılmamış olduğundan icra müdürlüğünce şikayetçinin tescil talebinin reddine karar verilmesinin doğru görüldüğü-
Satış bedelinin, taşınmazın en az muhammen bedeli kadar olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediğinin kabul edildiği, işin esasına girilmeden ihalenin feshi talebinin reddi halinde, şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilemeyeceği; ihalenin feshi isteminin zarar unsuru yokluğu nedeniyle ve işin esasına girilmeden reddi gerektiğinden, aleyhine ihale bedelinin %10’u oranında para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Alacaklının sadece İİK. 278 vd. uyarınca tasarrufun iptali davasına konu olan ve iptal edilen hisse oranında satış isteyebileceği, tasarrufun iptaline konu olmayan diğer hisselerin satışını isteyemeyeceği-
Satış ilanının ilgililere usulsüz olarak tebliğ edilmiş olması halinde, ihalenin feshini isteme süresinin ihale tarihinden itibaren değil, ihaleden haberdar olunduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı-
Muvazaa, namı müstear ve tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluyla tasarrufun iptaline ilişkin davanın, tipik tasarrufun iptali davası olmadığı, muvazaanın bir türü olan namı müstear tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluyla tasarrufun iptali ve 2004 Sayılı İİK 283. maddesinin kıyasen uygulanarak asıl borçlu ve kefil yanında diğer davalılar için de haciz ve satış yetkisinin uygulanmasına ilişkin bir dava olduğu- Üçüncü kişilerin borçlulardan bağımsız edindikleri mal ve haklar, muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davasının konusunu teşkil etmeyeceği gibi değişik tarihlerdeki şirket sermaye artırımına gidilmiş olması, tek başına yeterli bulunmadığı- Bilirkişilerin raporlarındaki tüzel kişilik perdesini kaldırması ilkesi uyarınca ortakların sorumluluğuna gidebilecek hallerden olmasına ilişkin mütalaaların hakim için bağlayıcı olmayacağı- Taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile genişletilmiş ve değiştirilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İcra müdürlüğünce satışa konu taşınmazın ne şekilde ilanla duyurulacağına dair verilen kararın şikayet yoluyla kaldırılmadığı sürece, icra müdürlüğü için bağlayıcı olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.