Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği- Her ne kadar araştırma yapılarak dosyaya bir takım deliller getirtilmiş ise de, gerek ............ Belediye Başkanlığı' ndan temin edilen eski ve yeni kat irtifakına ilişkin liste ile CD içeriğinin gerekse ............ Tapu Müdürlüğü' nden verilen ........... tarihli müzekkere cevabının iddia edilen hususu netleştirmeye yeterli olmadığı görülmekle; mahkemece, kat irtifakı değişikliği sonrası oluşturulan 128 nolu bağımsız bölümün, değişiklik öncesi mevcut 100 nolu bağımsız bölüme denk gelip gelmediği, gerekirse mahallinde keşif yaptırılmak suretiyle, netleştirildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken kesin bilgi içermeyen müzekkere cevaplarına dayanarak yazılı şekilde hüküm tesisi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekeceği-
Kesinleşen kıymet takdirinin üzerinden 2 yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemeyeceği- Satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı-2 yıllık sürenin başlangıcının bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu ve bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen nazara alınması gerektiği-
Borçlunun, vekili aracılığıyla kıymet takdirine itiraz ettiği ve ayrıca aynı icra dosyasında daha önce alınan satış kararının iptali için icra mahkemesine şikayette bulunduğu, her iki kararın takip dosyasına ibraz edildiği ve dosya içinde mevcut olduğu yani borçlunun takip dosyasında vekil ile temsil edildiği anlaşılmış olmakla, daha sonra düzenlenen satış ilanının borçlu vekiline tebliği gerekirken, tebligatın borçlu asile yapılması usulsüz olup, bu durumun başlı başına ihalenin feshi nedeni olduğu-
Temyiz isteminin yasal süre geçtikten sonra yapılmış olması veya temyiz edilmesi mümkün olmayan bir kararın temyiz edilmiş bulunması halleri dışında yerel mahkemenin temyiz istemini reddetmek gibi bir yetkisi olmadığı- Mahkemece, sıra cetvelinde üçüncü kişinin korunmaya değer hakkı bulunmadığı yönünde verilen hükmün, adı geçenin hukukunu etkilediğinden, üçüncü kişinin temyiz isteminin incelenmesi gerekeceği- İcra müdürlüğü’nce üçüncü kişinin alacak iddiasının araştırılmasından sonra sıra cetveli yapılmasına ilişkin verilen kararın alacaklı tarafından şikayet konusu yapıldığı anlaşılmakta olup, icra müdürlüğünce, şikayet tarihi itibarı ile yapılmış bir sıra cetveli bulunmadığından ve sıra cetveli yapılmasından sonra, ilgililerin sıra cetveline itiraz ve şikayetlerini bildirmeleri mümkün olduğundan, henüz sıra cetveli yapılmadan, sıra cetveline itiraz aşamasında ileri sürülmesi ve incelenmesi gereken hususlara dayanarak ve icra takip dosya alacaklısının üçüncü kişinin geçerli bir alacağının bulunmadığından bahisle sıra cetvelinde yer almaması gerektiğine yönelik başvurusunun bu aşamada dinlenemeyeceği-
Vekil tarafından sunulan şikayet dilekçesinde takipte borçlu olmayan şirketin ünvanı gösterilmiş ise de aynı vekilin şikayet dilekçesi ekinde sunulan vekaletnameden borçlu şirketin de vekili olduğu, şikayet dilekçesinde doğru icra dosyasının bildirildiği, şikayetçi vekilinin duruşmadan önce HMK 124 kapsamında taraf değişikliği dilekçesi sunduğu ve duruşmada bu talebin yinelendiği, davalıların bu talebe bir itirazlarının olmadığı, şikayet dilekçesinde doğru icra dosyası bildirilmek kaydıyla, yargılama aşamasında HMK 124 gereği doğru tarafı bildirerek davaya dahil etmekte yasaya aykırı bir durum bulunmadığı- Kaldı ki 12. HD.'sinin yerleşik uygulamalarına göre ihalenin feshi talebinin medeni usul hukuku anlamında bir dava olmayıp şikayet niteliğinde olduğu- Bu itibarla karşı tarafın yanlış gösterilmesi veya hiç bildirilmemiş olmasının sonuca etkisi olmadığı-
İhale bedelinin kısmen haricen alacaklıya (paydaşa) ve kısmen icra (satış) dosyasına yatırılmasının, ihalenin feshini önlemeyeceği—
Ortaklığın giderilmesi ilamının tarafı ve ihale konusu taşınmazın hissedarı olan şikayetçiye satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
İhale kesinleşmeden İİK’nun 135. maddesine göre taşınmazda oturan kişiye tahliye emri gönderilemeyeceği- İhale yapıldıktan sonra takibin iptal edilmesinin, kesinleşen ihalenin hüküm ve sonuçları üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağı-
Paranın alım gücündeki değişiklikler ile taşınır ve taşınmaz değerlerinde oluşan büyük artışlar, 7343 sayılı Kanun ile mahcuz ya da merhun malların cebri satışında başlıca yöntem olan açık artırmanın elektronik ortama taşınması ile beraber muhammen değerin üzerinde sonuçlanan satışların artmış olması da dikkate alınarak, Dairemizce görüş değişikliğine gidilmek suretiyle, ihale edilen mal muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlük malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekeceği görüşünün benimsendiği, asıl olan malın gerçek değerinden ihale edilmesi olup, malın salt muhammen değerin üzerinde satılmış olmasının her zaman zarar unsurunun oluşmayacağı ve malın gerçek değerini bulduğu anlamında yorumlanamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.