Dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığının araştırılması, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığının kendilerinden sorulması, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde inceleme yapılması gerekeceği-
Taraflara tebligat yapılmamış ve ilan edilmemiş olan kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine ilişkin idari işlemlerin adli yargı yönünden takdiri delil niteliğinde olacağı–
Aile konutunun miras payına mahsuben sağ eşe özgülenmesi istemi-
Müdahalenin önlenmesi isteği, taşınmazın hak sahipliğinin tespiti yönünde bir karar verilmesini gerektirdiğinden, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda dava konusu taşınmazın mülkiyetinin tespiti yoluna gidildiğinden ve anılan o dava mevcut davayı doğrudan etkiler nitelikte bulunduğundan, ortaklığın giderilmesi davasının bekletici mesele yapılması gerekeceği-
Tapu kaydına göre davacının malik olduğu; her ne kadar davalı şirket, taşınmazın bir bölümünü davacı köyün rızası ile santral binası olarak kullanmakta ise de, mülkiyet hakkı sahibi olan kişinin, bu hakkına hükmen veya resmi bir işlemle kısıtlama getirilmediği sürece haricen verdiği rızayı istediği zaman kaldırabileceği-
8. HD. 12.11.2020 T. E: 1869, K: 7119-
Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemi- Kamu malı niteliğinde olan bir yerin, kişinin özel istifadesine terki olanaklı değildir. Kısaca belirtmek gerekirse, dere yatağı üzerinden geçit kurulamayacağı-
Tapudaki ismin düzeltilmesi isteği taşınmazın mülkiyetine ve onun üzerindeki mülkiyet hakkına ilişkin bulunduğundan, bu davanın taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerekeceği-
Yolsuz tescil hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davada yerel mahkemece Özel Dairenin bozma ilamına uyularak "protokol ve 26 adet senet için davacının ibra ettiği senetlerin karşılıksız kaldığının kararlaştırıldığı, yine protokol hükümlerine davalı vekili tarafından itiraz edilmediği, bu itibarla senetlerin davacıya işlem yapılmadan iade edilmesi gerektiği halde, iade edilmeyerek takibe konulduğu ve dava konusu payın bu nedenle ihalesi ile davalı şirkete satıldığı, ihalenin hükümsüz senetlere dayandığı, dolayısıyla tescilin yolsuz olduğu" belirtilerek verilen davanın kabulüne dair verilen üçüncü karar, Özel Dairece "ibranamenin aslının bulunmadığı, fotokopi belgeye dayanılarak davacının ibra edildiğinin kabul edilemeyeceği, bozma kararının sonradan ortaya çıkan duruma göre, maddi hataya dayalı olduğu ve davada dayanılan çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının oluşumunun TMK'nın 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescile dayalı olduğunun söylenemeyeceği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, dahili davacılar vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine Özel Dairece verilen karar ile HMK. mad. 125/1 , dava açıldıktan sonra davalının dava konusunu, bir başka şirkete sattığı, bu nedenle davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılmasının gerektiği açıklanmak suretiyle Dairenin kararının kaldırılmasına ve hükmün bu yönden bozulmasına karar verilmiş olup, dahili davacılar vekilince karar düzeltme talep edilen üçüncü kararın, Özel Dairece önceki bozmayı ortadan kaldıracak nitelikte olmayıp, dava konusunun devri ve taraf değişikliğinin hatırlatılması yönünde olduğu ve bu durumda, yerel mahkemece verilen üçüncü kararın temyizen inceleme görevinin, Hukuk Genel Kurulu’na ait değil Özel Daireye ait olduğu-
Taşınmazın kadastro tespitinin yapıldığı, taşınmazın sınırına duvar ördürmek, taşınmazda bulunan zeytinlerin para vererek bakımını yaptırmak, üzerindeki zeytinleri toplatmak, aşılatmak, taşınmaz hakkında ecrimisil ödemek şeklinde subut bulan fiili kullanımının davacılara ait olduğu, bu zaman zarfında davalının fiili bir kullanımının bulunmayıp, davacıların bu zaman zarfındaki kullanımına engel olmak için hukuki bir girişimde de bulunmadığı anlaşıldığına göre, Mahkemece, davacıların kullanıcı şerhine yönelik davalarının kabulüne karar vermek gerektiği- Çekişmeli taşınmazın beyanlar hanesinde kullanıcı şerhinin yanı sıra “mera komisyonunca alınan yazılarına göre mera olarak tahsisi yapılmıştır” şerhinin bulunduğu, mahkemece hüküm yerinde 3.bent olarak mera şerhinin iptaline ilişkin bir dava ve talep bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuş ise de; davalıcıların ıslah dilekçesiyle bu şerhinde iptalini istedikleri halde bu ıslah talebi gözden kaçırılmak suretiyle talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin isabetli olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.