Paydaşlar arasında açılan ecrimisil isteği-
Muarazanın giderilmesi isteği-
Hazine bakımından Türk Me­deni Kanunu'nun 1007. (eski 917) maddesin­den kaynaklanan bir zarar henüz ger­çekleşmediğinden, dava­cıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı-
Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 29/1-A maddesi yollamasıyla aynı Kanun'un 7 nci Maddesinde belirtilen biçimlerde markanın kullanımlarının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği- Tescilli bir markadaki işaret ile aynı olan bir işaretin ticaret alanında ve markanın tescilli olduğu mal veya hizmetlerde ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasının marka hakkına tecavüz teşkil eden bir fiil olarak kabul edildiği- Markadaki işaretin ticaret unvanı olarak kullanımının, mal veya hizmetlerin ayırt edilmesi amacına hizmet ettiği durumlarda marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği-
Yolcu taşımaya ilişkin minibüs hattı tahsisinin iptali nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği-
Dava imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayalı olup imar-ihyanın başladığı değil tamamlandığı tarihten itibaren kazanmayı sağlayan süre işlemeye başlayacağına göre davada imar-ihyanın tamamlandığı tarihin belirlenmesinin önem kazandığı, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları imar-ihyanın tamamlandığı tarih bakımından birbiri ile çelişkili tarihler ifade etmekte olup, taşınmazın 1999 yılında Hazine adına tapuya tescil edildiği de gözetildiğinde en geç 1979 yılında imar-ihyanın tamamlandığının belirlenmesi halinde davacı açısından mülkiyeti kazanma imkanının doğabileceği-
8. HD. 17.06.2021 T. E: 620, K: 5226-
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesinin, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturacağı, bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekeceği-
Dava İİK. 227 vd. maddelerine ilişkin tasarrufun iptali olup, bu tür davalar borçlunun yapmış olduğu işlemlerden ötürü alacağı tehlikeye giren alacaklılarca şahsi hakka dayalı olarak açılmış olan dava olup taşınmazın aynını ilgilendirmediği yani tasarruf edilen taşınmazların uyuşmazlık konusu olmadığı bu nedenle tasarruf edilen taşınmazlar üzerine HMK 389 ve devamı maddelerince tedbir konamayacağı ancak İİK 281/2 maddesi gereği davacının ihtiyati haciz isteminin değerlendirilmesi gerekeceği-
Taşınmazı davacının yaklaşık 60 yıldır nizasız fasılasız malik sıfatı ile zilyet olarak uhdesinde bulundurup ekip biçtiği, ev yapıp içerisinde yaşadığını ileri sürerek taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi talep edilen davada çekişmeli taşınmaz üzerinde, davacı yararına zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.