Kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün temlikine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin eldeki davada; davacı ile davalı yüklenici ve .. arasında imzalanan 30.11.2005 tarihli satış sözleşmesinin davalı arsa sahibine karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği-
Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesindeki boşanma koşulları gerçekleşmiş olup, mahkemece kocanın daha ağır kusurlu kabul edilmesinin doğru olmadığı-
Davalı bir kısım olay ve belgelerden hareketle, davacının bazı seçim vaadlerini yerine getirmediğini, ilçedeki bir kısım kamuya ait yerlerin haksız şekilde birilerine verilmek istendiğini dile getirmiş olup; tarafların siyasi kimlikleri de göz önünde bulundurulduğunda, konunun sadece siyasi eleştiri niteliğinde olduğu- Ceza mahkemesince davalıya hakaretten ceza verilerek hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmişse de, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ceza kararlarının hukuk hakimini bağlayacak nitelikte olmadığı-
İtfa nedeniyle, İİK’nın 71/1 maddesi uyarınca; icra takibinin iptal edilmesi için, itfanın takibin kesinleşmesinden sonraki bir dönemde olması ve 71/1. maddesinde yazılı belgelerle ispatının gerektiği; somut olay bakımından, belgenin ibra mı yoksa ödeme mi olduğunun anılan belge ile anlaşılamadığı-
Davacı kiraya veren ve davalı kiracının birbirleri hakkında şikâyette bulunmaları ve haklarında ceza mahkemelerinde yargılamalar yapılması karşısında, kira ilişkisinin kiraya veren bakımından çekilmez hâle geldiğinin ve tahliye isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istemi-
Haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemi-
"Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu"nun işlendiği tarihin, üçüncü kişiye haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olmayıp, birinci haciz ihbarnamesine üçüncü kişi tarafından itiraz edildiği tarih olduğu, bu nedenle de mahkemece "tazminatın başlangıç tarihi" nin bu tarih olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Noterin sorumluğu açısından da TMK'nın 1007 nci maddesi gereği devletin sorumluluğundaki şartların, yani noterin ya da çalışanın görevini yaparken bir eylemi, doğan bir zarar ve eylem ile zarar arasında illiyet bağı olması şartlarının geçerli olduğu- Hayatın olağan akışına göre şirket yöneticisi olan ve ticaretle uğraşan bu sebeple tacir vasıflarına sahip olması beklenen davacının taşınmazın tapusunu almadan ya da para kaybı yaşamasını engelleyecek yöntemler kullanmadan tapu malikine ait olmayan, üstelik döviz şirketine ait hesaba hiç tanımadığı bir kişi ile yaptığı telefon görüşmesi sonucu yüklü miktarda para göndermesi, sonrasında da bu paranın döviz şirketince avroya çevrilmesine ve döviz satışı olarak gösterilen işlemle üçüncü kişiye teslimine ilişkin makbuzları imzalaması davacı açısından ağır kusur olup, davacı yönünden önceden öngörülemeyen bir durumun da bulunmadığı; keza tapu malikini temsil eden Av. ........’in kendisini tapuda devir işleminden bir gün önce arayan kişinin babasına ait taşınmazın satışı için ertesi güne tanıdık vasıtasıyla vekaletname hazırlatması, tapu maliki olan............. ile hiç görüşmemesi, görüşme çabasının olmaması, notere gidip vekaletnameyi ve noterin aldığı nüfus kayıtlarını incelemiş olsa tapu malikinin ............. isimli bir oğlunun olmadığını göreceği; üstelik 1567 sayılı Kanun gözetildiğinde taşınmaz bedelinin döviz şirketi aracılığıyla aktarılmasına müdahale etmediği, haliyle hukukçu kimliği ile bağdaşmayacak şekilde hareket ettiği; paraları kim olduğu belli olmayan üçüncü kişiye döviz bürosu dışına çıkararak makbuz almadan teslim eden döviz bürosu çalışanlarının kusurlu davranışları sonucu illiyet bağının kesildiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.