Dava konusu hayvanların borçlunun elinde haczedilmiş olması nedeniyle “mülkiyet karinesi” borçlu, dolayısıyla davalı alacaklı yararına olduğundan, davacı 3. kişinin bu yasal karinenin aksini kesin ve güçlü delillerle ispat etmesi gerekeceği-
Üçüncü kişi tarafından satın alınan jeneratörün -ana şebekeden hemen ayrılmaması nedeniyle- bir süre borçluya ait depoda geçici olarak bırakılmış olmasının, jeneratörün mülkiyetinin alıcıya geçmesine engel teşkil etmeyeceği–
İstihkak davalarında, davalılar için dava konusu aynı olduğundan, icra mahkemesince (tetkik merciince) davanın reddi halinde, tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
Borçlu şirket adresine gönderilen ödeme emrinin, borçlunun çalışanı sıfatı ile davacı üçüncü kişi tarafından tebliğ alınmış olmasının, davacı tarafça ibraz edilen adi nitelikteki kira sözleşmesinin ve herkes adına düzenlenmesi olanaklı faturaların kesin ve inandırıcı delil niteliğinde olmaması nedeniyle davacı “üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasının reddine” karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak davasının reddedilmesi halinde, -İİK. 97/XIII uyarınca- icra mahkemesince tazminata hükmedilebilmesi için ayrıca talebe gerek bulunmadığı, hakimin kendiliğinden % 40 (şimdi; %20) tazminata hükmedebileceği-
Haciz uygulanan işyerine ilişkin vergi kaydının, esnaf odası ve abonelik kayıtlarının borçlunun kardeşi olan davacı üçüncü kişi adına kayıtlı olmasının, hacizli malların davacı üçüncü kişiye ait olduğuna ilişkin yeterli delil sayılamayacağı bu durumda alacaklıdan mal kaçırmak için davacı üçüncü kişi ile borçlunun danışıklı hareket edip etmediklerinin öncelikle değerlendirilmesi ve yeterli araştırma yapılarak karar verilmesi gerekeceği-
Konteynerleri haksız olarak alıkoyan davalıdan haksız fiil hükümlerine göre tazminat talep edilmiş olup haksız alıkoyma sürecinde davacının zararının mütemadi olduğunun kabulü gerektiği- Geçen süre zarfında, davalı tarafından konteynerlerin kullanılmadığı veya başkasına kullandırmadığı, davacı tarafından da sadece haksız alıkonma yüzünden uğranılan zararın talep edildiği anlaşıldığından, somut olaya fuzuli işgal veya gerçek olmayan vekaletsiz iş görmeye ilişkin zamanaşımı sürelerinin uygulanamayacağı- Davalının eylemi nedeniyle yoksun kalınan kazancın tazminat olarak talep edildiği uyuşmazlıkta, zararının sürekli ve belirlenebilir nitelikte olması nedeniyle her günün zararına ait haksız fiil zamanaşımı süresinin o günden itibaren işlemeye başlayacağı- Davalının süresinde zamanaşımı def’inde bulunduğu gözetilerek, 6101 s. TBK.nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 5. hükmü de dikkate alınmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- "Davacının talebinin kötü niyetli zilyedin sorumluluğunun düzenlendiği TMK’nin 995. maddesi kapsamında değerlendirilerek (ecrimisilde uygulanması gereken) beş yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.