Asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunması zorunlu olmadığından, borçlunun daha mütevazi semtlerinde edinebileceği haline münasip meskenin değerinin belirlenmesi gerektiği, başka mahkeme tarafından yapılan keşif icrası ile alınan bilirkişi raporuna dayanılmasının da isabetsiz olduğu-
İcra ve İflas Kanunda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haczin yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı olduğu-
Tarafları aynı olan birden fazla takip dosyası yönünden aynı taşınmazla ilgili meskeniyet şikayetinin tek bir davada açıl­abileceği-
Haciz konulan taşınmazın değerinin, bozma kapsamı dışında bırakılması halinde; bu hususun kesinleşmiş ve mahcuzun değeri bakımından borçlu yararına usuli kazanılmış hak meydana gelmiş olacağı ve bu durumda, mahkemece, şikayete konu taşınmazın değeri yönünden borçlu taraf lehine oluşmuş usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldıracak biçimde mahcuz taşınmazın değeri konusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve tespit edilen bu yeni değerin esas alınması suretiyle hüküm kurulmuş olmasının doğru olmayacağı-
Her ne kadar mahkemece, kararın gerekçe kısmında belirtilmiş ise de, karar başlığında, sadece asıl dosya ile incelenen icra müdürlüğü dosya numarasına yer verilerek, asıl ve birleşen dosyalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaksızın sonuca gidildiği görüldüğünden, mahkemece, birleşen dosya hakkında da hüküm tesis edilmesi gerekeceği- Bilirkişi raporunda, borçlunun haline münasip alabileceği evin bedeli 90.000 TL ila 100.000 TL olarak belirtilmiş olup, borçlunun 90.000 TL'ye de ev satın alabileceği tespit edildiğine göre, mahkemece, hükümde 100.000 TL bedelin esas alınmasının doğru olmadığı-
Meskeniyet iddiasının İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca taşınmazlar yönünden geçerli olup taşınır hükmündeki enkaz yönünden böyle bir iddianın dinlenemeyeceği- Ancak taşınmazın tapu kaydında şikayetçi borçlu yönünden verilmiş bir tahsis kararı veya kurulmuş bir intifa hakkı bulunması durumunda meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği-
Tapu kaydının incelenmesinde taşınmaza, asıl takip dosyası olan icra dosyasından yazılan müzekkere ile doğrudan haciz konulduğundan, anılan takip dosyası ile ilgili meskeniyet şikayetini inceleme yetkisinin, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu-
Haciz tarihi itibariyle taşınmaz şikayetçi ve diğer mirasçılara ait olduğundan takip mirasçılara yöneltilmeden borçluya ait olmayan taşınmaz üzerine haciz konulmasının yasaya aykırı olduğu, taşınmaz maliki mirasçının şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılmasını isteyebileceği,mahkemece kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu hususun re'sen dikkate alınarak haczin kaldırılmasına karar verileceği-
Haczedilmezlik şikayetinin, 7 günlük süreye tabi olduğu, bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.