Haciz konulan taşınmazın değerinin, bozma kapsamı dışında bırakılması halinde; bu hususun kesinleşmiş ve mahcuzun değeri bakımından borçlu yararına usuli kazanılmış hak meydana gelmiş olacağı ve bu durumda, mahkemece, şikayete konu taşınmazın değeri yönünden borçlu taraf lehine oluşmuş usuli kazanılmış hakkı ortadan kaldıracak biçimde mahcuz taşınmazın değeri konusunda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve tespit edilen bu yeni değerin esas alınması suretiyle hüküm kurulmuş olmasının doğru olmayacağı-
Her ne kadar mahkemece, kararın gerekçe kısmında belirtilmiş ise de, karar başlığında, sadece asıl dosya ile incelenen icra müdürlüğü dosya numarasına yer verilerek, asıl ve birleşen dosyalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaksızın sonuca gidildiği görüldüğünden, mahkemece, birleşen dosya hakkında da hüküm tesis edilmesi gerekeceği- Bilirkişi raporunda, borçlunun haline münasip alabileceği evin bedeli 90.000 TL ila 100.000 TL olarak belirtilmiş olup, borçlunun 90.000 TL'ye de ev satın alabileceği tespit edildiğine göre, mahkemece, hükümde 100.000 TL bedelin esas alınmasının doğru olmadığı-
Meskeniyet iddiasının İİK'nun 82/12. maddesi uyarınca taşınmazlar yönünden geçerli olup taşınır hükmündeki enkaz yönünden böyle bir iddianın dinlenemeyeceği- Ancak taşınmazın tapu kaydında şikayetçi borçlu yönünden verilmiş bir tahsis kararı veya kurulmuş bir intifa hakkı bulunması durumunda meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği-
Tapu kaydının incelenmesinde taşınmaza, asıl takip dosyası olan icra dosyasından yazılan müzekkere ile doğrudan haciz konulduğundan, anılan takip dosyası ile ilgili meskeniyet şikayetini inceleme yetkisinin, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğu-
Haciz tarihi itibariyle taşınmaz şikayetçi ve diğer mirasçılara ait olduğundan takip mirasçılara yöneltilmeden borçluya ait olmayan taşınmaz üzerine haciz konulmasının yasaya aykırı olduğu, taşınmaz maliki mirasçının şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurarak haczin kaldırılmasını isteyebileceği,mahkemece kamu düzenine aykırılık teşkil eden bu hususun re'sen dikkate alınarak haczin kaldırılmasına karar verileceği-
Haczedilmezlik şikayetinin, 7 günlük süreye tabi olduğu, bu sürenin öğrenme tarihinden başlayacağı-
Meskeniyet iddiasında bulunan borçlunun, üzerine kayıtlı birden fazla mesken vasıflı taşınmazı bulunsa ve taşınmazları hisseli paya konu olsa bile, taşınmazlarından birisi için meskeniyet şikayetinde bulunabileceği, bu durumda öncelikle borçluya hangi taşınmazı için meskeniyet iddiasında bulunduğunun sorulmasının gerekeceği, borçluya sorularak belirlenecek meskeniyet şikayetine konu olun taşınmazın değerinin; üzerindeki yapı ve eklentilerle birlikte tespit edilmesinin ve şikayete konu olan taşınmazın borçlunun haline münasip ev olup olmadığının tespit edilmesinin gerekeceği- Borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu yerde veya o yere yakın yerde meskeninin bulunması zorunlu olmadığı-
Taşınmazın paylı mülkiyete tabi olması nedeniyle şikayetin borçlunun pay oranı esas alınarak çözümlenmesi gerektiği belirtildikten sonra, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın borçluya ait 1/4 hisse değerinin 150.000,00 TL, borçlunun satın alabileceği haline münasip ev değerinin ise 300.000,00 TL olarak belirlenmesi karşısında, şikayete konu taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile şikayete konu taşınmazdaki borçlunun 1/4 hissesine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği- HMK'nın 326. maddesinde yer alan, kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına ilişkin düzenleme gereğince, borçlunun meskeniyet şikayetinde haklı olması ve alacaklının aşamalarda şikayetin reddi talebini sürdürmesi nedeniyle, alacaklı aleyhine yargılama giderleri ve HMK'nın 323/ğ maddesi gereğince yargılama giderleri kapsamında olan vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu-
Bağımsız bir kat irtifakına geçilmemiş arsa vasfında olan taşınmazda bulunan borçlu hissesinin değerinin tespit edilebilmesi için, arsa ile arsa üzerinde bulunan yapının toplam değerinin birlikte tespit edildikten sonra, bu değerden borçlu hissesine düşen miktarın belirlenerek meskeniyet iddiasının değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayanan ve sadece borçlunun fiilen oturduğu dairenin değerinin tesbitine ilişkin bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.