Mahkemece yaptırılan kolluk araştırmasına göre; davacı borçlunun 1979 doğumlu olduğu, çalışmadığı, babası ve engelli annesi ile birlikte yaşadığının bildirildiği, alınan bilirkişi raporunda, emsal taşınmazlar esas alınarak ve borçlunun sosyal-ekonomik durumu gözetilerek meskeniyet şikayetine konu ev ile haline münasip evin değerinin belirlendiği , ilk derece mahkemesinin, dosyanın karara bağlanmasına yeterli bilirkişi raporuna göre karar vermesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca satış bedelinden arta kalan miktarın hak sahiplerine ödeneceğinden ilk derece mahkeme hükmünde yer alan "artan kısmının dosya borcu kadar olan miktarının alacaklıya ödenmesine" ifadesinin paraların paylaştırma safhasında sonuca etkisi bulunmadığı-
Meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda borçlunun ekonomik ve sosyal durum araştırması nazara alınarak haline münasip taşınmaz değerinin belirlendiği, bu hali ile bilirkişi raporunun hükme dayanak yapmaya elverişli olduğunun kabulü gerekeceği-
İptâl davasının, "borçlunun aczinin gerçekleşmemesi" nedeniyle reddedilmiş olmasının, yasal koşullarının gerçekleşmesi halinde, yeniden açılan davanın reddini gerektirmeyeceği–
Tapu kaydında mevcut ipoteğin, şikayetçinin murisi tarafından subjektif bir irade açıklaması sonucu tesis edilmiş olduğu, bu irade açıklaması mirasçıyı bağlamayacağından borçlunun meskeniyet şikayetininin incelenmesine engel oluşturmayacağı-
Üzerinde zorunlu olmayan ipotek bulunan taşınmazlar için haczedilmezlik şikayetinde bulunulamayacağı-
İİK'nun 4. maddesi gereğince; takip hangi icra dairesinde başlamış ise, bu takiple ilgili itiraz ve şikayetlerin, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesinde çözümleneceği, bu hususun, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu- Kesin yetki kuralının, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerekeceği, bu durumda, Dairemizin ilâmı maddi hataya dayalı olup, mahkemece bozmaya uyulmasının, borçlu lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerektiği, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engelleyeceği, ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabileceği-
İlk Derece Mahkemesi tarafından harçtan muaf olan davalı TMSF'nin harçtan muaf olduğu gözetilmeden peşin harcın mahsubu ile harç masraflarının davalı TMSF'ye yükletilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu hususun gözden kaçırılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.