Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un Ek 3. maddesinde yer alan özel eğitim kurumlarında eğitim gören tüm öğrencilerin ücretlerinin Devlet tarafından karşılanacağı düzenlemesi karşısında davalı Özel Eğitim Kurumunun 5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu’nun 13. maddesinin 3. fıkrası gereğince 2006 yılı Haziran ayı ile 2007 yılı Nisan ayı arasında öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde üçü oranında ücretsiz öğrenci okutma yükümlülüğü olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davacının uğradığını iddia ettiği zararın kapsamının belirlenmesinin gerekip gerekmediği-
Yersiz ödemelerin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin davada; davalı, dava dışı kurum sigortalısının eşi olan ve aylıklarını ölümünden sonra yersiz olarak çekmeye devam edenin yasal mirasçısı olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesine göre; “Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.", 641. maddeye göre ise; “Mirasçılar, tereke borçlarından müteselsilen sorumludurlar...” yasal düzenlemeleri ve davalı yanca mirasın reddine ilişkin herhangi bir iddia da ileri sürülmemiş olduğuna göre terekeye dahil olduğu ve tereke borcu olan paradan da davalının (mirasçı sıfatıyla) sorumlu tutulması gerektiği-
Kesilen ölüm aylığı sonrasında yapılan takip nedeniyle Kuruma karşı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, davalı kurumca 17.03.2005 tarihli işlemi ile davalı hakkında yasal takibe geçildiği, takip sırasında bir takım işlemler yapıldığı ve takipte yapılan her işlemle zamanaşımı süresinin kesilip yeniden başlayıp davalı kurum işlemine karşı bu davanın menfi tespit davası olarak görüldüğünden sebepsiz zenginleşme nedeniyle zamanaşımı olan 1 yıllık ve 10 sürelerin her ikisi bakımından irdeleme yapılması gerektiği-
Sosyal güvenlik destek primine ilişkin 5510 sayılı Kanunun 30/3-a ve geçiş hükümleri içeren geçici 14. maddesi ile zorunlu sigortalılık işlemleri ile ilgili 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan, bu davaların özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmelerinin zorunlu olduğu- Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde mahkemece kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği-
İptal edilen yetim aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanmasına, yersiz ödeme nedeniyle borcu olmadığına ve Bağ-Kur sigortalılığından dolayı prim borcu olmadığının tespitine-
Asıl borç son bulduğu halde alacaklı ancak bu hakkını saklı tuttuğunu veya durum koşullardan bunun anlaşılması gerektiğini kanıtladığı takdirde işlemiş faizlerle ilgili hakkı son bulmayacağından ödeme yapılmazdan önce davacının Kurum'a birikmiş aylıklarının ödenmesi konusunda başvurusunun bulunup bulunmadığı, başvuru var ise davacının bu başvurusunda faiz alacağına ilişkin haklarını saklı tutup tutmadığı, toplu ödemenin banka kanalıyla yapıldığının anlaşılmasına göre davacının bu ödemeleri alırken faiz hakkını saklı tuttuğuna dair bankaya sunulmuş bir dilekçesinin bulunup bulunmadığı, faiz hakkını saklı tuttuğuna dair ihtirazi kayıt ileri sürüp sürmediğinin araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verileceği-
Eşinden boşanmasına rağmen fiilen birlikte yaşamayı sürdüren davalıya ödenen yersiz aylıkların tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemi-
Dava, itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir...
Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen hak sahiplerine gelir veya aylık tahsisi yapılmaması ile bağlanan gelir veya aylığın  kesilmesine ilişkin Kurum işlemi usul ve yasaya uygun olup gelirin veya aylığın kesilme tarihi ile Kurumun geri alma hakkının kapsamına ilişkin olarak; fiilen birlikte yaşama olgusunun başlama tarihi esas alınarak bu tarih itibariyle gelir veya aylık kesme veya iptal işlemi tesis edilip ilgiliye, anılan tarihten itibaren yapılan ödemeler yasal dayanaktan yoksun ve yersiz kabul edilmesi gerekip  ancak uygulanacak madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, fiili birliktelik daha önce başlamış olsa dahi maddenin yürürlük günü öncesine gidilerek; 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin borç tahakkuku söz konusu olmamalı ve bu şekilde belirlenecek yersiz ödeme dönemine ilişkin olarak 5510 sayılı Yasanın  96. maddesine göre uygulama yapılması gerektiği-
Hak sahibi konumundaki davalıya yersiz olarak ödenen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsili istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.