Trafik kazası nedeniyle kazanç ve değer kaybı istemi-
Munzam zarar istemi-
Alacak davası-
Tazminat davası-
Konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemi- Davalıya husumet yöneltilmesine neden olan bağımsız bölüm ile davacının yönetimindeki binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçilmediği anlaşılmakla, KMK'nun 17/3. maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle anataşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılıp başlanmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınması gerekmesi nedeniyle uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olabileceğinin mahkemenin davada görevli olup olmadığının hükümde tartışılması; mahkemenin görevli olduğu sonucuna varılması halinde işin esası hakkında hüküm tesisi; aksi halde ise, görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Usulü kazanılmış hak müessesesi; mahkemeye hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi; Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün, bozma sebeplerinin kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleştiğinden, bozma kararına uymuş olan mahkemenin, kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremeyeceği-
30.01.2012 tarihinde açılan eldeki davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 107. vd. maddeleri hükmü gereğince belirsiz alacak davası olduğu, davacı vekilinin fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ecrimisil talebinde bulunduğu halde, yanılgılı değerlendirme ile davacı vekilinin ıslah dilekçesine karşılık davalı vekilinin yapmış olduğu zamanaşımı itirazının dikkate alınarak ıslah tarihi itibariyle bir kısım ecrimisil talebinin zamanaşımına uğradığından bahisle davacı taraf yararına eksik ecrimisile hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı-
Tazminat davası-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Davacıların ceza yargılaması sırasında aldıkları ödemenin ne kadarının maddi, ne kadarının manevi tazminat için olduğu hususunda yeniden değerlendirme yapılması istenmiş, yerel mahkeme ise yapılan ödemenin tamamının maddi tazminata mahsuben yapıldığını kabul ederek hesaplama yaptığı; oysa ki, yapılan ödeme ceza kararında da açıkça belirtildiği üzere maddi ve manevi tazminata karşılık yapılmış olup ne kadarının maddi ne kadarının manevi tazminata karşılık yapıldığı anlaşılmadığından yapılan ödemenin yarısının maddi tazminata diğer yarısının da manevi tazminata karşılık yapıldığının kabulü gerektiği- Manevi tazminat, olaydan duyulan elem, üzüntü ve acının karşılığı olup, niteliği itibariyle bölünemez ve sonradan artırılamaz olmasına ve davacılar ceza yargılaması sırasında verilen karar ile manevi zararlarının karşılanmış olmasına göre davacılar yönünden anılan davacıların manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.