Banka hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkin davada, davacı tarafça davanın sadece A. Bank A.Ş'ye husumet yöneltilerek açılmış olup, yargılama sırasında TMSF vekili tarafından fer'i müdahil olmasına rağmen, TMSF'nin karar başlığında davalı olarak gösterilip, hükmedilen alacağın da davalıdan tahsiline karar verilmesinin doğru olmayıp, davalı banka ile TMSF'nin 5411 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca harçtan muaf bulunduğu-
Dava İİK. 227 vd. maddelerine ilişkin tasarrufun iptali olup, bu tür davalar borçlunun yapmış olduğu işlemlerden ötürü alacağı tehlikeye giren alacaklılarca şahsi hakka dayalı olarak açılmış olan dava olup taşınmazın aynını ilgilendirmediği yani tasarruf edilen taşınmazların uyuşmazlık konusu olmadığı bu nedenle tasarruf edilen taşınmazlar üzerine HMK 389 ve devamı maddelerince tedbir konamayacağı ancak İİK 281/2 maddesi gereği davacının ihtiyati haciz isteminin değerlendirilmesi gerekeceği-
Davacının imzası bulunmayan bordrolarda belirtilen fazla çalışma ücreti tahakkuk miktarlarının, "banka kanalıyla davacıya ödendiği" davalı işveren tarafından ispatlandığından, ödenen miktarların, fazla çalışma ücreti alacağı tutarından mahsup edilmesi gerektiği- Islah dilekçesi ile de davanın türünün değiştirilemeyeceği- Islah dilekçesinde talep edilen “yasal faiz” ifadesinin, 3095 s. K. m.1'de düzenlenen "yasal faiz" olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu ifadenin "yasadan kaynaklı faiz" olarak geniş yorumlanmasının, diğer faiz türlerinin yorumlanması yolunu da açarak kavram kargaşasına neden olacağı-Davacı, dava dilekçesinde talep edilen alacaklara ilişkin mevduat faiz talep etmişken, ıslah dilekçesinde yasal faiz talebinde bulunarak ıslah edilen alacaklar bakımından faiz türüne ilişkin talebini değiştirme iradesini ortaya koyduğundan, ıslah dilekçesiyle artırılan miktarlar için ıslah tarihinden yasal faiz uygulanması, ancak 4857 s. İş K. mad. 34 gereğince, ödenmeyen ücret alacaklarına mevduata uygulanan en yüksek faiz oranın uygulanacağı hüküm altına alındığından, hükmolunan yasal faiz oranının en yüksek mevduat faiz oranını da aşmaması gerektiği- "Dava konusu alacakların İş Kanunundan kaynaklandığı ve anılan Kanunla faiz türünün düzenlendiği, bu faizin 4857 sayılı İş Kanunundan yani yasadan kaynaklandığı, dolayısıyla istenilen alacakların niteliğine göre en yüksek mevduat faiz oranının uygulanması gerektiği, ıslah ile yasal faiz istenilmesinin bu talebi sınırlamadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Katkı payı alacağı isteği-
Mükerrer olacak şekilde davacı aleyhine tekrar vekâlet ücreti hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı noktasında toplandığı ve kira sözleşmesinin araştırılması gerektiği, böyle bir sözleşmenin varlığı ve geçerliliği sabit olduğu takdirde, anılan sözleşmeye değer verileceği, bu durumda davalı şirketin taşınmazı tasarrufunun haksızlığından söz edilemeyeceğinden, yapılması gereken işin, davalının savunması, temyiz itirazları, temyiz dilekçesine ekli dosya içerisinde yer alan kira sözleşmesi ve yine dava dışı ... ...’ın dava konusu taşınmazdaki davalı şirkete yaptığı hisse devri hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi olması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.