Mahkemece, davacı tarafından 818 sayılı BK'nın 163. maddesi (6098 sayılı TBK 184/1.) uyarınca, arsa sahibi ve arsa payını devraldığı üçüncü kişi tarafından sözleşmeden kaynaklanan hakların kendisine temlik edildiğine ilişkin yazılı bir sözleşme sunulmadığından ve sadece hibe yoluyla devre dayanıp, yüklenici davalıya husumet yöneltilmiş olduğundan, davacının aktif dava ehliyeti bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 89/III. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesinin kesinleştiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde menfi tespit davası açılabileceği-
Davalı şirket müdürünün, şirket aleyhine düzenlenmiş belgeye dayalı olarak başlatmış olduğu icra takibi sonucunda şirketten tahsilat yaptığı ve böylece tahsilat nedeniyle dava istirdat davasına dönüştüğü uyuşmazlıkta, davacının muvazaaya dayandığı ve dava dilekçesinin içeriği itibariyle de davacı şirket ortağının istemini şirket adına yaptığı anlaşıldığından, dava istirdat davasına dönüşmekle tahsil edilecek meblağın şirket adına istendiğinin kabulü gerektiği ve davacı şirket ortağının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu-
Cismani zarardan kaynaklanan maddi tazminat istemi- Alacağın temlikinde esasen borç değişmeyeceği, sadece onu talep edecek taraf değişmiş olacağı- hakem heyetine başvuru tarihinde temlik sözleşmesinin geçerli olması nedeniyle temlik eden davacı yönünden başvurunun aktif husumet ehliyeti yönünden reddi gerektiği-
Davalı Varlık Yönetim A.Ş. adına oluşan sicilin hukuki mesnedi ihale olup ihalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve yolsuz tescil durumuna düşeceği, davalı Varlık Yönetim A.Ş. ilk el konumunda olup, iyiniyetli olmasının da neticeye etkili lmadığı ve davada terditli olarak tazminat da istendiğinden, taleple bağlı kalınarak tazminat isteğinin davalı Varlık Yönetim A.Ş. yönünden kabul edilmesi gerektiği- Tapu kayıt malikinin ise kötüniyetli olduğu, başka bir deyişle durumu bildiği ya da kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde bilebilecek durumda olduğu hususu kanıtlanamadığından TMK’nun 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanacağı-
İtirazın iptali davası Dairemiz bozma ilamına uyularak-
5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde karara bağlanan davada hak düşürücü süreden reddedilmişse de, anılan yasa Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olduğundan ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına gireceğinden, hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğunun kabul edilemeyeceği-
Davacı-alacaklının satılmasına muvafakat ettiği taşınmazın satışı hakkında tasarrufun iptali davası açamayacağı-
3. HD. 29.03.2017 T. E: 1656, K: 4219-
Mülkiyet hakkına veya tüketici haklarına dayanan davalarda kat malikleri kurulunun kat maliklerini temsil yetkisinin bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.