Davaya konu alacağın Akbank T.A.Ş.tarafından davacı Girişim Varlık Yönetim T.A.Ş.ye temlik edilmiş olduğu ve böylece davada Akbank A.Ş.nin taraf sıfatının kalmadığı, onun yerine davacı olarak Girişim Varlık Yönetimi A.Ş.nin geçtiği-
Alacağın temlik edilmesi halinde, takip konusu alacak üzerindeki tasarruf yetkisinin, alacağı temlik almış olan yeni alacaklıya geçmiş olacağı–
Menkul ihalelerinde de, ihalenin feshini isteyebilecek olan kişilerin sınırlı olarak belirtilmiş olduğu- İhalenin feshini isteyebilecek olan “satış isteyen alacaklı” tabirinin, ”satış dosyasındaki aynı menkule haciz uygulatan ve kendi dosyasından satış isteyen alacaklı”yı ifade ettiği-
Şikayetçinin, iflas masasına alacak kaydı yaptırmasının, iflâs idaresince, ayrıca yetki verilmedikçe tek başına, kendisine İİK'nun 134. maddesinde belirtilen dava açma hakkı kazandırmayacağı-
Takibe konu taşınmaz hakkında açılan tasarrufun iptali davasında yer alsa da, icra takibinin tarafı olmadığı görülen şikayetçinin takibin iptalini talep etmekte aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı-
Taraflar arasında düzenlenen 18.10.2004 tarihli sözleşmenin, fatura içeriğinin kesinleşmesi ve faturanın taraf defterlerine kaydedilmiş olması nedenleriyle değiştiğinin kabulü ile davalı şirket tarafından düzenlenen 8.4.2005 tarihli fatura içeriğindeki gibi 3016 müşteri ve 25 Euro kişi başı ücretten hesaplama yapılarak; davacı tarafın ödediği belirlenen avanstan davalı şirketçe ödenen miktar düşülmek suretiyle sonucuna göre bir karar vermek ve varsa davacının alacağının tahsiline hükmedilmesinin gerekeceği-
Dain-i mürtehin tarafından verilen muvafakat davanın her aşamasında tamamlanabilen dava şartı olup, rehin hakkı sahipleri tarafından rehnin devam etmediği bildirildiğinden menfaati kalmayan rehin hakkı sahiplerinin davaya muvafakatinin aranmasına gerek olmadığı, bu durumda mahkemece işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Köylünün, ortaklaşa kullandığı köy meydanı, yol, genel harman yeri, genel su kanalı gibi yerlere elatılması halinde köyde oturan ve yararlanan herkesin elatmanın önlenmesi davasını açmasında hukuki yararın bulunacağı–
Zorunlu deprem sigorta poliçesine dayalı alacak istemi-
Mahkemece hükme esas alınan .............. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile terekenin borca batık olduğu gerekçesi ile mirasın hükmen reddine karar verilmiş ise de karar ............. Bölge Adliye Mahkemesi'nin ilamı ile kaldırıldığından, mahkemece kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin hükme esas alınmasının doğru olmadığı- Sırf yargılama sırasında ölen davalı ........... mirasçılarının sunduğu mirasın reddi kararına dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 612. maddesinde belirtilen usule aykırı olduğu, zira, ilgili madde hükmü gereğince en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp uygulanmayacağının düşünülmesi, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi sonuçlandırıldığı takdirde mirası reddeden davalı için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile davaya devam edilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.