Tanıkların davacıdan aktardıkları olayların hükme dayanak yapılamayacağı-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından mı yoksa davacı işçi tarafından mı haklı nedenle feshedildiği, buradan varılacak sonuca göre davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı-
Çekişmeli yerin taşlık, kayalık ve çalılık niteliğinde iken tarım arazisine dönüştürülme çabalarının sarfedildiği, ancak kadastro tespit tarihi itibariyle Devletin hüküm ve tasarrufu altında olma niteliğinin ağır bastığı, gerek ağaçların yaşı gerekse bu konuda alınan bilirkişi raporları ile bu durumun saptandığı, vergi kayıt miktarı ile revizyon gördüğü parsel sayısı da gözetildiğinde nizalı yerin kayıt kapsamı dışında kaldığının kabulünün zorunlu olduğu, ayrıca davalı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı sonucuna varıldığından, davacı hazinenin açtığı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Köy tüzel kişiliğinin orta mallarının haczedilemeyeceği-
Gerçek bedeli alınmak suretiyle yapılan satışlarda, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla yapıldığından söz edilemeyeceği- Satışa konu edilen bir malın devrinin ise belirli bir bedel karşılığında yapılacağı, ancak, bedelin mutlaka para olması şart olmayıp, belirli bir hizmet, bakım veya emeğin de "semen" olarak kabul edilebileceği- Eşlerin birbirilerine bakıp destek olmaları evlilik birliğinin bir gereği olduğundan, eşin normal bakımın ötesinde özel bir ihtimam ve bakıma muhtaç olduğu, görev sınırının aşıldığı durumlarda yapılan bakım ve hizmetin "semen" olarak değerlendirilmesi gerektiği- Murisin ilk eşinin ölümünden sonra tanıştığı davalı ile aralarında resmi nikah olmasa da bir aile düzeni kurarak öldüğü tarihe kadar birlikte yaşadığı, Birlikte yaşadıkları dönemde muris tarafından davalının geçimi sağlandığı gibi kendisine bir daire satın aldığı, ayrıca davalının ilk eşinden olan çocuklarına maddi destekte bulunarak iş kurmalarına yardımcı olduğu, 2004 yılında başlayan birliktelik sonrasında mirasbırakana prostat kanseri teşhisi konulmuş ise de, murisin uzun süre kimsenin bakımına ihtiyaç duymadan normal yaşamını sürdürdüğü, her türlü işini kendisinin gördüğü, çalışmaya devam ettiği, ölmeden önceki son üç ila yedi aylık dönemde bakıma muhtaç hâle geldiği, yatağa bağımlı olduğu bu dönemde ise murisle sadece davalının değil çocuklarının da ilgilendiği ve kendisine bir yardımcı temin edilerek bakımının yapıldığı anlaşıldığından, davalının fiili evlilik birliğiyle bağlı olduğu murise son günlerinde destek olup ilgilenmesi son derece normal olduğu ve bakıma muhtaç olduğu bu kısa dönemde murise paralı bir bakıcı tutulmasının yanında kızlarının da ilgilendikleri gözetildiğinde, davalı tarafından yapılan bakım ve hizmetin normal bir bakımın ötesinde kabul edilerek, "ivaz" olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı-  Mirasbırakanın sosyal güvencesinin bulunduğu ve emekli maaşı aldığı, herhangi bir borcunun olmadığı, çok sayıda taşınmazın sahibi iken bunlardan üç ayrı taşınmazını 2009 ile 2010 yılları içerisinde üçüncü kişilere sattığı, böyle olunca mal varlığı ve geliri bulunan murisin içinde oturduğu evini davalıya satmasını gerektirir makul bir sebebin ve ihtiyacının söz konusu olmadığı, davalı tarafından yapıldığı ileri sürülen ödemelere dair bir belge sunulmadığı gibi ölümünden önce dava konusu taşınmaz dışında çok sayıda taşınmazını satan murisin terekesinden para çıkmadığı, hatta kredi kartı borcunun bulunduğu, davalıya yapılan devirlerde gösterilen bedeller ile taşınmazın gerçek değeri arasında ise fahiş fark bulunduğu, ayrıca mirasbırakanın davalı ile birlikte yaşamaya başladıktan sonra ilk eşinden olma çocukları ile arasının açıldığı anlaşıldığından, Mirasbırakanın, ilk eşinden olma davacı mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazı bedelini almadan birlikte yaşadığı davalıya temlik ettiği, tapuda gösterilen satışın "gerçek" bir satış olmayıp, "bağış" amacıyla yapıldığının kabulü gerektiği-
11. HD. 06.04.2016 T. E: 2015/8560, K: 3755-
Teslim edilmeyen ürün bedelinin iadesi istemi-
İşletenlerden hangisinin kusurlu olduğu yeterli araştırma yapılmasına karşın kesin biçimde tespit edilememişse tehlikelerin eşit varsayılarak zararın yarı yarıya paylaştırılacağı - Somut olayda yaralamalı trafik kazası nedeniyle Polis, Cumhuriyet Savcılığı ve Mahkeme kayıtları araştırılarak, bu kayıtlarda yer alan sürücülerin, yaralıların ve olay tanıklarının, zabıt mümzisi polis memurlarının beyanlarının celbi; bu kişilerin mahkemece de dinlenmesi; ceza davası açılmışsa bu davada maddi olgu yönünden yapılacak saptamanın eldeki hukuk davasına da etkili olacağından gerekirse bekletici sorun kabul edileceği; ayrıca dinlenen tanığın “…Bir kısım araç sürücüleri, sigortalı araç içindekilere yardım ederken ben de davalıyı pikabından çıkarıp ambulansta gelmediği için Balıkesir SSK hastanesine götürüp teslim ettim” şeklindeki beyanının üzerinde de durulacağı, Balıkesir SSK Hastanesi kayıtlarından bu durum araştırılarak tanığın beyanının buna göre değerlendirileceği-
Harici satış sözleşmesinin tarafı olmayan kikşinin bu alım-satımdan doğan paradan sorumlu olmaması gerekeceği-
D., göl ve nehir metrukatlarının (terk edilen yerlerin), “sahipsiz yerler”den olduğu ve bu nedenle de devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.