Tapuda kayıtlı olmayan bir taşınmaz üzerinden geçit tesisinin mümkün olmadığı-
3. HD. 24.10.2016 T. E: 12169, K: 12084-
Alt işveren işçilerinin bir kısmının, üstlenilen hizmet dışında asıl veya yardımcı başka işte çalıştırılmaları, asıl-alt işveren arasındaki sözleşmeyi muvazaalı hale getirmeyeceği- Muvazaanın Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve kendi gerçek iradelerine uymayan ve aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmesi arzu etmedikleri görünüşte bir anlaşma olarak tanımlanabileceği-
Borçlunun borcu için taşınmazını ipotek eden ve borcunu vâde-sinde borçlu tarafından ödenmesi ile başlayan icra takibi sırasında, bu borcu masraf ve faizleri ile ödeyerek taşınmazını ipotekten kurtaran taşınmaz malikinin, borçlunun taahhüdü ve haksız fiil hükümleri çerçe-vesinde, asıl borçluya rücu edebileceği-
İşe iade davasının ön koşulları yönünden bir eksikliğin bulunmadığı- Kamu düzenine aykırılık teşkil edecek bir hususa rastlanmadığı- Davalıların tüm istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, Hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği,- İstinaf başvurusunun esastan reddi-
Asıl işveren ve alt asıl işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması veya yasal unsurları taşımaması halinde, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından, işe iade isteyen alt işveren işçisinin asıl işveren işyerine işe iadesine işe iadenin mali sonuçlarından gerçek işveren ile muvazaalı işlemin tarafı olan kişi, kurum veya kuruluşun müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmesi gerektiği- Davalı A.Ş.'nin alt işveren şirketin işçilerinin kendi bünyelerinde hangi işleri yaptığına ilişkin bir liste sunduğu, bu listeye göre alt işveren işçilerinin rampada görevli olduğu, yemekhanede çay ve yemek servisi yapmakta olduğu, şubede satış yaptığı, oksijen, azot ve mtp dolum işi yaptıkları, co2 dolumu ve tüp boyama işi yaptıkları, tüp okutma, tüp bakımı, tüp test sorumlusu olarak çalıştıkları, karışım dolumcusu, operatör vs işleri yaptıkları, davacının ise, şoför/muavin olarak çalışmakta olduğu, son 3 ayda dolum alanının sokaklarının genel temizliği işinde, rampaların temizliği, hurdalıkların temizlenmesi işinde çalıştırıldığı, davacının kullandığı dolum tesisinde bulunan tüm araçlar davalı A.Ş.'ye ait olup, tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere araçların üzerinde alt işveren şirkete ait bir amblem vs bulunmadığı, davacı dahil alt işveren şirketin işçilerinin emir ve talimatları davalı A.Ş.'nin dolum tesisinde görevli idari personelden aldıklarının tanıkların ifadelerinde belirtildiği görüldüğünden, davalı A.Ş.'nin işçi temini maksadıyla diğer davalı Ltd. Şti. ile hizmet alım sözlemesi yaptığı çok açık olup, davalılar arasındaki ilişkinin muvazaaya dayalı olduğunu kabulü gerektiği-
Tenkis davalarında bir yıllık hak düşürücü sürenin, saklı paylı mirasçının (davacının), bu payının zedelendiğini öğrendiği tarihten itibaren başladığı- Vasiyetnamenin açılmasına ilişkin davada, vasiyetnameyi ve buna bağlı olarak saklı paylarının zedelendiğini öğrenen davacıların 1 yıllık hak düşürücüde tensik davası açtıkları anlaşıldığından, tenkis davasının hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilemeyeceği-
8. HD. 26.12.2024 T. E: 2023/2722, K: 8044
Hukuki ilişkiyi inkar edildiğinden, davacının satın alma karşılığı davalıya bedel ödediğini ispat etmekle yükümlü olduğu- Senet ile ispatı gereken hususlarda, karşı tarafını açık muvafakati halinde tanık dinlenebileceğinden, davalı taraf, davacının tanık dinletmesine açıkça itiraz etmemiş, beyanlarından aleyhe olanları kabul, etmediğini bildirmiş ise de, miktar itibariyle tanık dinletilmesinin mümkün olmadığı hallerde karşı tarafın tanık dinletebilmesi için diğer tarafın buna açıkça muvafakati gerekeceği- Yemin teklif edebilmesi için dava dilekçesinde ve delil listesinde yemin deliline dayanılması gerektiği-
İİK'nin 282. maddesi gereğince davalı borçlu ve borçlu ile doğrudan veya dolaylı işlem yapan üçüncü kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu- İptal davaları için kanunda özel bir düzenleme öngörülmediğinden davanın HMK'nın 6. maddesi gereğince davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerektiği; aynı Kanun'un 7/1. maddesi gereğince de davalı birden fazla ise davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.