743 sayılı TKM'nin yürürlükte olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekeceği-
Davacı-davalı kocanın bir başka kadınla ilişkisinin olduğunun, tanıklarca ifade edildiği, tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini, başka bir deyişle gerçeği söylemediklerini kabule yeterli delil ve olgunun olmadığı, davalı-davacı kadının tanıklarından S.’in beyanının diğer tanıklarca doğrulanmamış olmasının, bu tanığın beyanını çürütmeyeceği, kaldı ki, diğer tanıkların S.’in ifade ettiği olaya değil başka olaya tanıklık ettikleri, S. dışındaki tanıkların beyanlarının görgüye dayanmıyor olmasının da, S.’in ifade ettiği olayın vukuu bulmadığı anlamına gelmeyeceği, davacı-davalı kocanın bir başka kadınla ilişkisinin ispatlandığı, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan bırakmayacak nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davalı-davacının dava açmakta haklı olduğu-
Muvazaa nedenine dayanan sıra cetveline itiraz davalarında isbat yükünün davalı-alacaklıda olduğu, davalı-alacaklının alacağının varlığını «takipten önce düzenlenmiş, usulüne uygun ve birbirini doğrulayan belgelerle» kanıtlaması gerekeceği—
Artık değere katılma alacağı isteği-
Uyuşmazlık; somut olayda, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, paranın alım gücü ve nafakanın niteliği dikkate alındığında davacı kadın yararına hükmedilen maddi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
22. HD. 28.03.2019 T. E: 2016/8463, K: 6921-
Tarafların müştereken malik bulundukları taşınmazda ahşap yığma bina şeklinde yapılan iki bölmeli depoyu diğer hissedarların rızası ile davacının 2005 yılına kadar işyeri olarak kullandığı, yapının 2005 yılından 2010 yılına kadar boş kaldığı, taşınmazın kullanılabilmesi için 2010 yılında diğer maliklerin rızası alınmadan şikâyet edilen hissedarlardan ikisi tarafından çatı sökülmek suretiyle tadilata başlanması ve taşınmaza bitişik hazine arazisine kazıkların çakılması üzerine Kaymakamlık kararı ile müdahele edilen hazineye ait taşınmaza tecavüzünün men'ine, taşınmazda üstün hak iddiasında bulunan tarafların görevli mahkemeye müracaat haklarının olduğuna karar verildiği, davalının idari tahkikat sırasında dava konusu taşınmazda emlak bürosu açmak için tadilata başladığına ilişkin beyanda bulunduğu, izinsiz yapılan tadilat nedeniyle yapı tatil tutanağı düzenlendiği anlaşılmakla, söz konusu kararlar ile tüm dosya kapsamından davalının müşterek mülkiyete konu taşınmazda emlak bürosu açmak için diğer maliklerin rızasını almadan tadilat işlemlerine başladığı ve taşınmazın mevcut çatısını yıktığı, yıkılan çatı nedeniyle davacının babasının payından dolayı miras hissesi oranında zarara uğradığı sabit olduğundan, davacının taşınmaza verilen zararının ve diğer zararlarının kapsamı belirlenerek hüküm altına alınması gerektiği-
Boşanma dosyası içeriğinden ve eldeki dosyadaki tanık beyanları ile internet üzerinden yapılan yazışmalardan davacının eski eşi ile davalı arasında bir ilişki olduğu ve bunun aile mahkemesince boşanma sebebi olarak kabul edildiği, bu durumda, davacının kişilik haklarına saldırı söz konusu olduğundan, yukarıda anlatılan hususlar gözetilerek, boşanma davasında hüküm altına alınan tazminat ile tahsilde tekerrür olmamak üzere uygun tutarda bir tazminat ödetilmesi gerekeceği-
Tazminat davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.