Henüz tanıklar dinlenilmeden ve ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede bilgi edinilmeden mahkemece tarafların tanık dinletme hakkının iki ile sınırlandırılması hukuki dinlenilme hakkının ve bu hakkın alt unsurları olan “iddia ve savunma hakkı” ile “açıklama ve ispat hakkı”nın ihlâli niteliğinde olup, adil yargılanma hakkı ile bağdaşmadığı-
Borçlunun itiraz etmeksizin ödemede bulunmuş olması, zamanaşımına uğrayan bir borcun rızaen ödenmiş olması itibariyle, Borçlar Kanunu`nun 62`nci maddesinin "Müruru zamana uğramış olan bir deyni eda .... için verilen şey alınamaz" hükmü gereğince geri alınmasının istenmesinin mümkün olmayacağı-
Davalının 11 kişilik tanık listesi verdiği 25.11.2014 havale tarihli dilekçesinde ismini belirttiği bu tanıklar içinden 5 kişinin dinlenmesini talep ettiği belirtilen 5 tanıktan 2 tanesinin diğer tanıklardan da 1 tanesinin dinlendiği, 12.02.2015 tarihli duruşmada kalan tanıklarının dinlenmesini de talep ettiği ancak mahkemece kalan tanıkların dinlenmediğinin anlaşıldığı, HMK.'nun 241. maddesi koşullarının gerçekleşmediği dikkate alınarak dinlenmeyen diğer tanıkların da beyanı tespit edilip, tüm deliller birlikte değerlendirilip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davacı yanın iddiasını kanıtlama hakkının kısıtlanması sonucunu doğuracak şekilde tanıklarının bir kısmının dinlenilmeden, eksik incelemeyle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bozulması gerektiği-
Tarım ve kültür arazilerinin mülkiyetinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 14 ve TMK.nun 713. maddeleri uyarınca, olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılabilmesi için; anılan maddelerde yazılı koşulların davacı lehine gerçekleşmesi yanında, ekonomik amaca uygun eylemli zilyetlik ve tasarrufun da somut olarak kanıtlanmasının gerekeceği-
Davalı işveren, SSK'nın tedavi gideri yaptığı işçiyi çalıştırmadığı halde, tedavi masraflarını kuruma yükletmek amacı ile çalışıyormuş gibi bildirimde bulunduğuna ilişkin kurum müfettişi tarafından düzenlenen tutanağı hata ile imzaladığını iddia ediyorsa, ayrıntılı inceleme yapılarak karar verilmesinin gerektiği-
Mahkemenin dosyada mevcut tüm delilleri değerlendirmeden, davalı tanıklarını dinlemeden ve vazgeçme gerekçesini açıklamadan karar vermesinin hukuki dinlenilme ve adil yargılanma hakkının ihlali olduğu-
Öncelikle davacının bildirmiş olduğu tanıkların usulüne uygun olarak dinlenmesi, davalının çekişme konusu taşınmazı davacının rızasına dayalı olarak kullanıp kullanmadığının araştırılması, muvafakata dayalı olarak kullanılmış ise hangi tarihte muvafakatın geri alındığının tespit edilmesi, hasıl olacak sonuca göre ecrimisil yönünden bir hüküm kurulması gerekeceği-
Su altında kalan bir taşınmazla ilgili tescil davasında, DSİ’nin MK. 713’de bahsedilen “ilgili kamu tüzel kişisi” konumunda olmadığı-
Davacı ön incelemeyi izleyen tahkikat duruşmasında tanıklarının hazır olduğunu belirttiğine göre, HMK. mad. 243 gereğince, tanıkların dinlenip sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesi ile dosya arasında bulunan değişik tarihli dilekçelerinde, babası S. Sural adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine avlulu kargir ev yaptığını bu evin kendisine ait olduğunu ileri sürerek istekte bulunmuştur. Diğer deyişle arz üzerinde meydana getirilen muhdesatın kendisine aidiyetine-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.