Sanık müdafiinin yüzüne karşı verilen hükme yönelik olarak, bir haftalık temyiz süresinin son günü olan 13.09.2012 tarihinde adliyeye müracaat ederek hükmü temyiz etmek istediğini gösteren dilekçesini ibraz etmiş ve bu dilekçesi aynı gün dijital ortamda dosyaya aktarılmış olduğu, bu aşamadan sonra adliyenin iç işleyişinden kaynaklanan gecikme ya da sorunların sanık aleyhine değerlendirilmemesinin gerekeceği, mahkeme temyiz defteri ile Yargıtay'a dosya gönderme formunda temyiz tarihinin 13.09.2012 olduğu belirtilmiş olup, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinin taranarak UYAP'a aktarılma tarihinde temyiz edildiği ve dolayısıyla temyiz başvurusunun yasal süre içerisinde yapıldığının kabul edilmesi gerektiği-
Taraflar arasında 2/B uygulama kadastrosuna itiraz ve mülkiyetin tespiti davasından dolayı..
Sanığın on beş yaşından küçük mağdureyi evlenmek amacıyla rızasıyla kaçırıp yakın başka bir ildeki akrabalarının evine götürerek orada bir müddet alıkoyduğu uyuşmazlıkta, mağdurenin rızası hukuken üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakka dair olmadığından hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemeyeceği ve on beş yaşından küçük mağdurenin rızasıyla bile gerçekleşmiş olsa bu eylemin TCK. mad. 109/1,109/3-f, 109/5'de düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturacağı-
İcra ve İflas Kanununun 353/1 inci maddesi uyarınca, itiraz üzerine verilen kararın kesin olması nedeniyle, itiraz merciinin kararından soNRa verilen kararların yok hükmünde olduğu-
İcra ceza mahkemelerinin asliye ceza mahkemesine denk olduğunun kabul edildiği, ayrıca İİK'nun 353/1. maddesindeki tek icra ceza mahkemesi olan yerlerde o icra ceza mahkemesince verilen disiplin hapsi ve tazyik hapsine ilişkin kararlara karşı aynı yerde bulunan asliye ceza mahkemesinin itiraz mercii olarak kabul edilmesinin de bu durumun bir göstergesi olduğu- İcra Ceza Mahkemesince verilen kararda, istinaf kanun yolunun açık olduğu belirtilmiş ise de; bu durumun kararın tabi olduğu itiraz kanun yolunu değiştirmeyeceği-
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "İtiraz usulü ve inceleme mercileri" başlıklı 268 inci maddesinde kararma itiraz edilecek mahkemeler arasında icra mahkemesi gösterilmemiş olup, İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, icra mahkemesince verilen itiraza tabi kararlara itirazın yedi gün içerisinde yapılması gerekmekte olup, anılan maddede ilk incelemenin icra mahkemesince yerine getirileceğine ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı-
Hacizde İİK m. 97 ve 99 uygulanmasına yönelik şikayet taleplerine ilişkin verilen ilk derece mahkemesi kararlarında istinaf ve temyiz yolu açık olduğu- İcra müdürlüğünce haczin İİK m. 97 uyarınca yapılmasına karar verilip, prosedür gereği dosyanın icra mahkemesine, takibin devamı ya da durdurulması konusunda bir karar verilmesi için gönderildiğinde, icra mahkemesince yapılacak değerlendirmede, haczin İİK m. 99 uyarınca yapılmış olduğu sonucuna ulaşılması halinde, icra müdürlüğünün talebinin reddi ile İİK. m. 99 uyarınca işlem yapılması için dosyanın icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği-
Asliye Hukuk Mahkemesinde hakem sıfatıyla açılan davada, dava konusu yaptıkları taşınmazın maki tefrik komisyonu kararının kapsamında kaldığını açıklandığı, 775 sayılı Kanun ve 2981 sayılı Kanunlar gereğince orman sayılamayacağından bahisle bedelsiz olarak belediyeye intikalinin tespitini, taşınmazın orman vasfı dışına çıkarılmasını ve belediyeye bedelsiz olarak devrini talep etmiş olup, mülkiyete ilişkin bu talebin hakem sıfatıyla çözümlenmesi ve itiraz kanun yoluna tabi tutulmasının usul ve kanuna uygun bulunmadığı-
Kanun koyucunun ihtiyati tedbire ilişkin kanun yollarına ilişkin düzenlemeleri bilinçli, özenli, ayrıntılı ve açık bir şekilde yapması, HMK'nın 395. ve 396. maddelerinde bilinçli şekilde aynı Kanun'un 394/5. fıkrasına atıf yapmaması karşısında, Mahkemenin 600.000 TL teminat yatırılması halinde şirket hisseleri üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına yönelik ara kararına karşı, kanun yolu, dolayısıyla istinaf yolu kapalı bulunduğundan davalı-birleşen dosyada davacı vekilinin dilekçesinin "itiraz dilekçesi" olarak dikkate alınması ve bu taleple ilgili mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
HMK m. 46'a dayalı tazminat istemi- Usul kurallarının derhal yürürlüğe girmesi ilkesi ve 6545 sayılı Kanun ile eklenen CMK 141/3.madde ve fıkrası ile 142/2 maddelerindeki düzenlemeler uyarınca ağır ceza mahkemesinin görevli ve yetkili olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.