Mülk köyü 1546 nolu parselin orman tahdit hattı içinde kalan bölümünde yapılan sınırlamanın iptali ile taşınmaz bölümünün orman sınırı dışına çıkarılması istemi-
TMK'nun 715/1 maddesi uyarınca, sahipsiz yerlerin mülkiyetinin Hazine'ye ait olacağı hususu düşünülmeden, harmanyeri maliki adına kayıtlı hissenin iptali ile bu hissenin genel harman yeri olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline kaydına karar verilmesinin doğru görülmediği-
Kıyı kenar çizgisi içerisinde kalan yerin, tapuya bağlanamayacağı-
Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre akarsular, nehirler, ırmaklar ve çayların -bunlar üzerindeki kadim haklar ve teamüller saklı tutularak- kişisel mülkiyetin dışında bırakıldığı; sahipsiz taşınmazların hiç bir şekilde özel mülkiyette değerlendirilemeyeceği, bahsi geçen taşınmazların kazanılması, bakımı, korunması işletilmesi ve kullanılmasının özel kanun hükümlerine tabi olduğu, meydana gelebilecek su taşkınları ve sellere karşı özel mülkiyette bulunan taşınmazların korunması amacıyla yapılması gereken her türlü işlemden DSİ Genel Müdürlüğünün sorumlu olacağı-
Borçlu vekilince temyize konu edilen taşınmazlar, ''çamaşırhane ve çeşme ve meydan'' vasfıyla, diğer taşınmaz ise, tarla vasfıyla ve üzerinde ''geliri köy camisine aittir''şerhiyle birlikte, Belediye adına tapuda kayıtlı olduğundan, mahkemece, taşınmazların nitelikleri gereği kendiliğinden kamuya tahsisli olup haczedilemeyeceği düşünülerek bu taşınmazlar yönünden haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-İİK m.82,16
Tesbit dışı bırakma işleminin, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tesbit işlemi değilse de, görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığının saptanarak hukuksal durumunun belirtilmesi nedeniyle, öncelikle bir tapulama işlemi olduğu, tesbit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosunun yapılamayacağı, yapılmışsa ikinci kadastronun bütün sonuçlarıyla hükümsüz sayılacağı, bu hususun, kadastro hukukunda işin özelliğinden kaynaklanan vazgeçilmez bir ana kural olduğu, bu ilkeye iki istisna getirildiği, bunların, bu yerin tapulu olmasının ya da kamu kurum ve kuruluşlarına ait bulunmasının halleri olduğu-
Kamunun istifadesine terkedilen -örneğin; denizin ayrılmaz par-çası durumunda bulunan kumluklar (kıyılar)- yerlerin, tapuya tescilinin hüküm ifade etmeyeceği, lehine tescil yapılan kimse için bir hak doğurmayacağı-
Yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda dava konusu taşınmazın imar-ihya yoluyla kazanılabilecek yerlerden olmadığı, TMK'nın 715. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 16/C maddesi kapsamında kalan sahipsiz yerlerden olması nedeniyle özel mülkiyete konu olamayacak yerlerden bulunduğunun tespiti ve TMK'nın 999. maddesi gereğince özel mülkiyete konu olabilecek nitelikte tapuya tescil edilmesinin de olanaklı görülmediğinin anlaşılması halinde, özel mülkiyete konu olmayacak yerin aynı zamanda Hazine adına da tapuya kayıt ve tescilinin de mümkün olmadığının düşünülmesi gerekeceği-
Takas yoluyla edinilen, önceden özel kişiye ait olan taşınmazın sonraki tarihlerde ihale yoluyla satışa çıkarılarak belediyeye ait olması halinde 'belediyenin özel mülkiyeti'ne tabi olduğu ve kamu malı olmadığı bu nedenle; taşınmaz hakkında özel hukuk hükümlerinin uygulanması gerektiği- Belediyeye ait taşınmaz üzerine yapı yapan gerçek kişinin temliken tescil talebinde bulunduğu somut olayda inşaatın davalı belediyeden alınan ruhsata dayandığı, taşınmazın davacı gerçek kişiye teslim edildiği ve belediyenin bu inşaata bir itirazının bulunmadığı hususları nazara alındığında belediyenin davacıyı, davaya konu taşınmazı sahiplendiği hususunda inandırdığı, meşru beklenti içine soktuğu ve inşaatın yapılmasında açık rızasının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğinden davacı gerçek kişinin iyiniyetli kabul edileceği ancak temliken tescil talebi için TMK.'nin 724. maddesinin diğer koşullarının mevcut olup olmadığının araştırılması gerektiği- Taşınmazın geçerli bir belediye meclis kararına dayanmaksızın encümen kararıyla ihale edildiği, tapu iptali ve tescili davasında da yapılan ihalenin tapu devrine esas alınamayacağının kesin olarak karara bağlandığı, Belediyenin açık rızasının bulunduğundan bahsedilemeyeceği, takip eden süreçte davacının kira bedelini ödediği hususları dikkate alındığında inşaatın başından beri iyiniyetin bulunduğu ve korunduğu hususunun ispatlanamadığı, iyiniyet olmadan TMK.'nin 724. maddesinin diğer koşullarının araştırılmasına gerek bulunmadığı görüşünün HGK. tarafından benimsenmediği-
Tapusuz taşınmaz malın zilyedi tarafından tapu dışı satışı ve alıcıya teslimi, yasaya göre hükümsüz olduğundan satıcının bu taşınmaz malı geri almağa yetkisinin olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.