6183 s. K. mad. 24 vd. gereğince açılan tasarrufun iptali davasında,  birleştirilen dava dosyaları birbirlerinden bağımsız ayrı davalar olduğundan, asıl ve birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerektiği-  Asıl ve birleştirilen her dava hakkında usul hükümlerine göre ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği, birleştirilen dava bakımından özellikle gerekçeden yoksun, sadece "asıl ve birleşen dosyadaki davaların kabulüne" şeklinde ifadeye yer verilmesi ve asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı kabul gerekçelerine yer verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, eski hale iade bedelinin tahsili ve ecrimisil istekleri-
Kanun’da açık bir hüküm bulunmasa da 6100 sayılı Kanun’un 166. maddesinin kıyasen uygulanması suretiyle birbiriyle bağlantılı hususlarla ilgili ilk ve ek karar için başlatılan icra takiplerinin birleştirilebileceği, bu itibarla kararların birlikte infaz edilerek bu konuda ortaya çıkması muhtemel sorunların önüne geçilmesinin mümkün olduğu- Kuralın uygulanmasıyla ilgili olarak çelişkili kararların ortaya çıkmasının önlenmesi ya da ortadan kaldırılması veya bu kararların infazındaki tereddütlerin giderilmesi için 2004 ve 6100 sayılı Kanunların sistematiğinde yeterli güvencelerin bulunduğu ayrıca bu kapsamda ortaya çıkan sorunların da yargısal uygulamalarla çözülebilecek nitelikte olduğu- Yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda mahkemenin nihai kararındaki eksikliği gidermek üzere ek karar verilmesine imkân tanıyan kuralın hukuki belirlilik ve güvenlik ilkeleri ile kesin hükme saygı ilkesine aykırı uygulamalara neden olacağının söylenemeyeceği- Mahkemenin ek karar verilmesini gerektiren hususlarda ayrı bir gerekçe sunması ilk kararda geçen vakıa ve delillerin bölünerek değerlendirilmesinin farklı bir gerekçe ortaya çıkması sonucunu doğurmayacağı; bu yönüyle kuralın mahkeme kararlarının gerekçeli olmasına ilişkin anayasal ilkeye aykırı bir yönünde bulunmadığı- Hukuk yargılamasında başvuru yolu olarak öngörülen, işleyiş ve sonuçları itibarıyla da anayasal güvencelerle çatışmadığı anlaşılan hükmün tamamlanması kurumunu öngören kuralla devletin kişinin maddi ve manevi varlığına yönelik müdahalelere karşı etkili ve yeterli giderim mekanizması sağlama yükümlülüğünü yerine getirmediğinin söylenemeyeceği- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/A maddesinin (1) numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasa’nın 36. ve 40. maddelerine aykırı olmadığı-
Kat mülkiyetine konu taşınmazlarda, tüm kat maliklerinin onayı alınmadan taşınmazın ortak yerlerinde yapılan değişiklikler hakkında “elatmanın önlenmesi kararı” verilerek, eski hale getirilmesinin sağlanması gerekeceği–
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil davası-
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenmesi, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde, ecrimisil ve tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsilinin istenildiği, taşınmazın işgali nedeniyle, talep edilen dönemle ilgili ecrimisil bedelinin hesaplanması; yeniden tarımsal faaliyette bulunulabilmesi yönünde arazide yapılması gereken işlemler bakımından, harcama kalemlerinden doğan giderin de uzman bilirkişiler aracılığıyla tesbit ettirilmesinin, taşınmazın işgal edilen bölümünün rayiç değeri de belirlendikten sonra; oluşacak sonuç doğrultusunda davalı şirket aleyhine tazminata hükmedilmesinin gerektiği, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, hükmedilecek tazminat miktarının, tecavüze uğrayan yerin rayiç bedelinden fazla olamayacağı-
Ana yapının kat mülkiyetine geçirilmesi için gerekli olan iskan raporunun belediye tarafından verileceği, bu belgenin icra müdürü tarafından verilemeyeceği-
11. HD. 04.05.2016 T. E: 2015/10465, K: 5051-
İİK.’ nun 72/5. maddesinde menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade olunacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda şikâyete konu takip için Asliye Ticaret Mahkemesine açılan menfi tespit davası... tarihinde borçlu lehine sonuçlanmış, karar... tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece “şikâyetin kabulüne” karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan İİK.’ nun 40. maddesi gerekçe gösterilerek “istemin reddi”nin hükmün bozulmasına neden olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.