Dava dilekçesinde, ecrimisil ve tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsilinin istenildiği, taşınmazın işgali nedeniyle, talep edilen dönemle ilgili ecrimisil bedelinin hesaplanması; yeniden tarımsal faaliyette bulunulabilmesi yönünde arazide yapılması gereken işlemler bakımından, harcama kalemlerinden doğan giderin de uzman bilirkişiler aracılığıyla tesbit ettirilmesinin, taşınmazın işgal edilen bölümünün rayiç değeri de belirlendikten sonra; oluşacak sonuç doğrultusunda davalı şirket aleyhine tazminata hükmedilmesinin gerektiği, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, hükmedilecek tazminat miktarının, tecavüze uğrayan yerin rayiç bedelinden fazla olamayacağı-
Ana yapının kat mülkiyetine geçirilmesi için gerekli olan iskan raporunun belediye tarafından verileceği, bu belgenin icra müdürü tarafından verilemeyeceği-
11. HD. 04.05.2016 T. E: 2015/10465, K: 5051-
İİK.’ nun 72/5. maddesinde menfi tespit davası borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade olunacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda şikâyete konu takip için Asliye Ticaret Mahkemesine açılan menfi tespit davası... tarihinde borçlu lehine sonuçlanmış, karar... tarihinde kesinleşmiştir. Bu durumda mahkemece “şikâyetin kabulüne” karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan İİK.’ nun 40. maddesi gerekçe gösterilerek “istemin reddi”nin hükmün bozulmasına neden olacağı-
Yolsuz tescil hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tereke adına tescil istemine ilişkin davada davacıların mirasbırakanı ... oğlu ...'nın taşınmazın yanlızca 10/24 payının maliki olduğu, diğer payların .... oğlu ...dışındaki tespit maliklerinden devraldığı gözetilmek suretiyle sadece 10/24 paya yönelik olarak hüküm kurulması gerektiği ile ölümle kişilik son bulacağından mahkemece dosyadaki veraset ilamına göre tüm mirasçılar adına tescil kurulması gerektiği-
Davalı taşınmazı bugünkü haliyle satın aldığını, taşınmazın fiili kullanımına bugüne kadar davacının itirazının bulunmadığını iddia etmiştir. Mahkemece iki taşınmaz arasında önceden duvar bulunup bulunmadığı, ne zaman ve kim tarafından yıkıldığı, el atmanın ne zaman oluştuğu ve fiili kullanım şeklinin süresi yönünde araştırma ve inceleme yapılmadan, davacı ve davalının belirttiği tanıkların beyanlarına başvurulmadan soyut ve gerekçesiz olarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı durumda olduğu göz önüne alınarak yapmış olduğu yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar ... Büyükşehir Belediyesi ile dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olduğundan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı, ne var ki; anılan bu hususların kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Borçlu şirket tarafından açılan menfi tespit ve kötü niyet tazminatı davasında, davanın kabulü ile davacı borçlunun borçlu olmadığının tespitine ve icraya konu çekin bedelsiz kaldığının tespitine karar verildiği, bu davanın takipten sonra açıldığı ve bahsi geçen kararın, icra mahkemesinde yargılama devam ederken verildiği ve verilen söz konusu kararın, icra mahkemesi kararı tarihi itibariyle dahi kesinleşmediği, icra mahkemesince karar verilmeden önce, menfi tespit davasında verilen kararın, alacaklı banka lehine bozulduğu görüldüğünden, icra mahkemesine başvuru tarihi itibariyle verilmiş ve kesinleşmiş bir menfi tespit kararı olmadığından ve icra mahkemesinde yargılama devam ederken, menfi tespit davası sonucunda verilen ve daha sonra bozulan bir kararın esas alınamayacağından, takibin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
El atmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemi-
Takip dayanağı ilâmın bozulması halinde fazla ödediği (ya da haksız olarak ödediği) parayı geri alabilmek için, borçlunun alacaklı hakkında bağımsız bir icra takibi veya dava açamayacağı (bunda hukuki yararı bulunamayacağı)–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.