Takip ve şikayet tarihi itibariyle takibe dayanak ilamın kesinleşme tarihine kadar dosya borcunun tam olarak ödenmemesi halinde kesinleşme tarihinden sonra kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin istenebileceği- İcra emrinin, kararın kesinleşmesinden sonra AY mad. 46 uyarınca faizin istenebileceği şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiğinden kararın kesinleşmesinden itibaren en yüksek mevduat faizi istenemeyeceği-
İlama aykırı olarak icra emrinde fazla talep edildiği iddia edilen alacak ve ferilere ilişkin şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre gerekirse icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği, alacağın haricen tahsil edilmesi halinde de mahkemece, şikayetin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinin hatalı olduğu-
Kamulaştırma bedellerine ilişkin ilamların kesinleşme tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun'un 1.maddesi, kesinleşme tarihinden sonra ise Anayasanın 46.maddesinde yazılı faiz oranı tatbik edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Mahkemece; borçlunun takas ve mahsup talebine konu takip dosyasının dayanağı ilamın, işçilik alacağı konulu olduğu, gerek ilam alacaklısı, gerekse temlik alacaklısı olan takip alacaklısının, anılan talep için rıza göstermedikleri anlaşılmakla, istemin reddi gerekeceği-
Her ne kadar takibe konu ilamda hükmedilen tazminat alacaklarının ticari faizi ile tahsili hüküm altına alınmış ise de; 3095 Sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda ve sair literatürde “ticari faiz” adı altında bir faiz türünün bulunmadığı, bilirkişi raporunda hesaplamaya esas alınan faiz oranlarının avans faiz oranlarına denk gelmediği nazara alındığında ilamda bahsi geçen ticari faizin yasal faiz anlamına da geleceğinin anlaşılması ve ilamda hükmedilen tazminat alacaklarına yasal faiz işletilmesi gerekeceği, o halde, mahkemece, bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, ilamda hükmedilen tazminat alacaklarına yine ilamda belirtilen tarihlerden itibaren yasal faiz uygulanacak şekilde hesaplama yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Şuf’a ilâmına dayanılarak «davalıların müdahalesinin men’i ile taşınmazın teslimi»nin istenemeyeceği–
6100 sayılı HMK'nun 297. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde; hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğunun ifade edildiği, o halde, mahkemece, HMK'nun 297. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü alacak bedelinin tamamının talep edilmesinin ilama aykırı olduğu, 1/3 oranında sorumlu olması gerektiği yönündeki şikayeti de incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davası bozma ilamına uyularak-
Borçlunun haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurusunun haklı olduğu nazara alınarak yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiği-
‘İlama aykırılık nedeni’ne dayalı şikayetlerin süreye bağlı olmadığı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.