8. HD. 14.12.2017 T. E: 6565, K: 16942-
Yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdirinin doğru olmadığı-
1980 tarihli Lahey Sözleşmesinde öngörülen iade isteğinin reddini gerektiren sebepler bulunmamakta ve çocukla ilgili 6284 sayılı Yasaya göre verilmiş bir koruma kararı da mevcut olmadığından, iade isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava ile velayet kendisine bırakılmış olan annenin velayet görevlerini ağır biçimde ihmal ettiği gerekçesiyle koruma kararı verilmesi istenilmişse de koruma kararı verilebilmesi için, velayetin kaldırılması gerekmeyeceği-
Kural olarak mirasın reddi bağışlama değil, ancak borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla mirası reddetme işlemi, tasarrufun iptali davasına konu olabileceği- Mirasın reddine dair işlem ile terekenin açılmasıyla borçlunun aktifine geçecek olan mal para vs. değerler karşılıksız olarak diğer mirasçılara geçeceğinden borçlunun mirasın reddine ilişkin tasarrufu diğer iptal koşullarının oluşması halinde, İİK'nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca iptale konu olabilecek tasarruflardan olduğu-
Davalının küçüğe karşı özen yükümlülüğünü yeterince yerine getirmediğinin söylenemeyeceği-
Evliliğin devamı sırasında affedilen olayların kusur tespiti bakımından maddi ve manevi tazminatın hükmedilmesinde dikkate alınamayacağına- İspat yükünün iddia ile kendi lehine hak tesis edecek tarafa ait olduğu- İspat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden tarafa ait olduğu- Eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet bulunmadıkça; kadına özgü ziynet eşyası niteliğindeki takılar evlilik sırasında kim tarafından takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılacağı- Ziynet eşyalarının elinde bulunmadığını ispat yükümlülüğü kadına it olsa da karşı tarafın bu konudaki ikrarının uyuşmazlığı ortadan kaldıracağı-
Müdahalenin öğrenilmesinden sonra açılan tecavüzün meni ve zilyetliğin korunması davasının o haksız eylemin sonlandırılmasına yönelik olduğu, o haksız eylem sona erdikten sonra yeniden meydana gelecek bir tecavüzün yeni bir davanın konusunu oluşturduğu, önceki müdahalenin yeni dava bakımından kesin hüküm olmayacağı gibi derdestlik itirazına da konu edilemeyeceği-
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden kaynaklanan hakların tespiti davası-
Koruma kararının ve evlat edinme işlemleri sırasında ana ve babanın rızasının aranmamasına ilişkin kararların davacı anneye usulünce tebliğ edilmeden alınması, çocuğun koruyucu aile yanına yerleştirildiği 4.3.2008 tarihinden kısa süre sonra 13.5.2008 tarihinde ilk davanın açılması ve uzman bilirkişi heyetinin oluş ve kabule uygun raporu dikkate alınarak, koruma kararının ortadan kaldırılmasına ve çocuğun davacı anneye teslimine ilişkin davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yargılamanın kısa sürede bitirilememesi nedeniyle çocuğun koruyucu aile yanında kaldığı sürenin uzamış olması gerekçe gösterilerek ret hükmü kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.