Borçlu şirketin yetkili temsilcisi olmadıkları anlaşılmakla unsurları oluşmayan suçtan sanıkların beraati yerine mahkumiyet kararı verilmesinin kanuna aykırı olduğu-
Çekin ileri tarihli düzenlendiği, ancak İİK'nun 169/a maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile kanıtlanması halinde kabul edilebileceği-
Direnme kararlarının, yapıları gereği, Yasa’nın hukuka uygunluk denetimi yapmakla görevli kıldığı Yargıtay Dairesinin bu denetimi sonucunda hukuka aykırı bularak, gerekçesini açıklamak suretiyle bozduğu bir yerel mahkeme kararının aslında hukuka uygun bulunduğuna, dolayısıyla bozmanın yerinde olmadığına ilişkin bir iddiayı içerdiklerinden, o iddianın yasal ve mantıksal gerekçelerini de ortaya koymak zorunda olacakları, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin direnme kararı verilmesinin, hakimin yargılama görevini savsaması olarak dahi düşünülmesini mümkün kılacağı-
İhaleye katılmak isteyen kişilerin bankamatik kartlarından bir kısım teminat miktarı pos cihazı ile çekilip icra müdürlüğünün hesabına geçtiği hâlde pos cihazının hata verdiği, hesapta yeterli bakiye bulunmadığı kanısı ile bu kişilerin teminat yatırmadığı kabul edilerek ihaleye katılıp pey sürmelerine izin verilmediği, ihaleye sadece bir kişinin katıldığı, taşınmazın tahmin edilen kıymetinin %50’sinin çok az bir miktar üzerinde bir bedelle ihale edildiği uyuşmazlıkta zarar unsuru oluştuğundan sağlıklı şartlarda yapılmayan ihalenin feshi gerektiği-
Davacının çeki dava dışı şirketten teminat olarak aldığının ve bu çeki kaybettiğinin ileri sürüldüğü davada, bilirkişi raporunda davacı ile dava dışı şirket kayıtlarının birbirini doğruladığının belirtilmesinin, davalı tarafın çeki kötü niyetle iktisap ettiği ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğu sonucunu çıkarmak için yetersiz olduğu-
Borçluya İİK’nun 68a/V maddesinde yazılı meşruhatı içeren davetiyenin borçlu şirket temsilcisine gönderilmeden karar verilemeyeceği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte icra mahkemesine yapılan başvuru, usulsüz tebligat şikayeti ve borca itiraz mahiyetinde olup, şirket ortağının şirketin yetkili temsilcisi olmaması nedeniyle borçlu şirket adına usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın kabulü istemiyle icra mahkemesine başvurmasının mümkün olmadığı-
Tasarrufun iptali davası-
İhtiyati hacze konu çekin şirket yetkilisi tarafından keşide edildiği, ancak çekin bankaya ibrazında çekteki imza ile keşidecinin imzasının birbirini tutmaması nedeniyle çekin işleme alınmadığı, "ihtiyati haciz talep edilen şirketin çekin keşidecisi olduğu" hususunda tereddüt olduğundan, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verileceği-
Ticaret şirketi yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerektiği- Borçlu şirketin yaptırılan zabıta araştırmasına göre adresinde bulunmadığının tespit edildiği, Vergi Dairesinden gelen yazıya göre borçlu şirketin 11.08.2014 tarihinden yazı cevap tarihine kadar vergi matrahının bulunmadığının bildirildiği, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazıya göre de sanığın borçlu şirketin yetkilisi olduğu, borçlu şirketin şikayet tarihi itibariyle sicil kaydının devam ettiği ve İİK mad. 44 uyarınca bir mal beyanını vermediği anlaşılmakla; suçun unsurlarının oluştuğu ve sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.