Davacıların, hacizden ve satıştan önce dava konusu taşınmazda kiracı olduğu ve bu durumun davalı tarafça bilindiği kanıtlanmış olması halinde, davacıların kiracı olduğunun tespiti yönündeki davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davasıdır. Davacı üç adet takipten dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Menfi tespit davalarında kural olarak ispat külfeti davalı alacaklıdadır. Mahkemece, ispat külfeti davacıda sayılarak davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece dava konusu Düzce 1. İcra Müdürlüğünün 2013/293 sayılı takip dosyasından davalı alacaklı tarafından feragat edildiği için bu takip dosyasına-
Haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3. kişi adına kayıtlı olan taşınmazın borçlunun borcu için haczinin mümkün olmayacağı, uyuşmazlığa konu tescil kararı hacizden sonra verilip kesinleştiğinden taşınmazın, haciz şerhi ile birlikte 3. kişilere intikal edeceği, bu durumun, TMK mad. 1023'te tanımlanan 'tapuya güven ilkesinin' de doğal bir sonucu olduğu, sonuç itibari ile, haciz tarihinde borçlu taşınmazın hissedarı olduğundan ve haciz tarihinden önce davacı ve diğer mirasçılar lehine verilmiş ve kesinleşmiş bir tapu iptal ve tescil kararı bulunmadığından konulan haczin yasaya uygun olduğu-
Davalı, tapu sicilinin güvenilirliği ve aleniyetinden istifade ederek sicilden edinen kişi konumunda olmayıp, sicilin dayanağı yok hükmündeki belgeden edinen ve ilk el konumunda bulunan kişi olduğundan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Borçlu şirket yetkilisinin kim olduğunu belirten ticaret sicil gazetesindeki ilanın üçüncü kişilerin iyi niyetinin korunması ve onlara karşı ileri sürülebilmesi bakımından önem taşıdığını, borçlu şirket yönünden ise bu kararın alındığı tarihten itibaren bağlayıcı olduğu-
Dava, TTK'nın 704. maddesine dayalı istirdat davası olup; bu madde hükmüne göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak kötü niyetle iktisap etmiş olması veya iktisabta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki geri vermekle yükümlü olduğu, kötü niyetle iktisap veya iktisabta ağır kusurun ispatı ise çek istirdadını talep eden davacıya ait olduğu-
Aynı şirkette çalışan işçilerin, işçilik alacağından dolayı açtıkları dava sonunda aldıkları ilama dayalı takipteki alacaklarının ödenmemesi üzerine "birlikte" tasarrufun iptali davası açabilecekleri–
Yasal süresi içinde yapılan istihkak iddiasıyla dava açma süresinin kesileceği, üçüncü kişinin istihkak iddiasına alacaklının karşı çıkmış olması halinde, icra müdürlüğünce İİK. nun 97. maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekeceği, bu prosedür işletilmediği sürece, hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödenmesine kadar, üçüncü kişi tarafından istihkak davası açılabileceği-
Şikayetçi şirket adına icra mahkemesine yapılan şikayet başvurusunda, şikayet tarihi itibariyle vekalet veren temsilcinin yetkisi sona ermiş olduğundan vekilin şirket adına temsilde bulunamayacağı, bu durumda şikayetçi şirketin yetkili temsilcisine usulüne uygun olarak duruşma gün ve saati tebliğ edilip davaya icazet verip vermediği sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tebellüğ eden kısmında davacının koyduğu şerh, adı ve imzası kalemle yazılı ise de tebellüğ tarihi atılmamış olup, düzenleme tarihinin de tebliğ tarihi olmadığı; düzenleme tarihinde bildirimin yapıldığının kanıtlanmadığı, işverence düzenlenen hizmet belgesi, işten çıkış bildirgesi ve ibranameden anlaşılan iş sözleşmesinden önce usulüne uygun bir bildirim yapılmadığı anlaşıldığından iş sözleşmesinin işverence düzenlenen hizmet belgesi, işten çıkış bildirgesi ve ibranameden anlaşılan tarihte feshedildiği ve bu tarihten önce bildirildiği ispatlanamadığından davanın süresinde açıldığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.