Borçlu şirket yetkilisinin kim olduğunu belirten ticaret sicil gazetesindeki ilanın üçüncü kişilerin iyi niyetinin korunması ve onlara karşı ileri sürülebilmesi bakımından önem taşıdığını, borçlu şirket yönünden ise bu kararın alındığı tarihten itibaren bağlayıcı olduğu-
Dava, TTK'nın 704. maddesine dayalı istirdat davası olup; bu madde hükmüne göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak kötü niyetle iktisap etmiş olması veya iktisabta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki geri vermekle yükümlü olduğu, kötü niyetle iktisap veya iktisabta ağır kusurun ispatı ise çek istirdadını talep eden davacıya ait olduğu-
Aynı şirkette çalışan işçilerin, işçilik alacağından dolayı açtıkları dava sonunda aldıkları ilama dayalı takipteki alacaklarının ödenmemesi üzerine "birlikte" tasarrufun iptali davası açabilecekleri–
Yasal süresi içinde yapılan istihkak iddiasıyla dava açma süresinin kesileceği, üçüncü kişinin istihkak iddiasına alacaklının karşı çıkmış olması halinde, icra müdürlüğünce İİK. nun 97. maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekeceği, bu prosedür işletilmediği sürece, hacizli mal satılıp bedeli alacaklıya ödenmesine kadar, üçüncü kişi tarafından istihkak davası açılabileceği-
Şikayetçi şirket adına icra mahkemesine yapılan şikayet başvurusunda, şikayet tarihi itibariyle vekalet veren temsilcinin yetkisi sona ermiş olduğundan vekilin şirket adına temsilde bulunamayacağı, bu durumda şikayetçi şirketin yetkili temsilcisine usulüne uygun olarak duruşma gün ve saati tebliğ edilip davaya icazet verip vermediği sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tebellüğ eden kısmında davacının koyduğu şerh, adı ve imzası kalemle yazılı ise de tebellüğ tarihi atılmamış olup, düzenleme tarihinin de tebliğ tarihi olmadığı; düzenleme tarihinde bildirimin yapıldığının kanıtlanmadığı, işverence düzenlenen hizmet belgesi, işten çıkış bildirgesi ve ibranameden anlaşılan iş sözleşmesinden önce usulüne uygun bir bildirim yapılmadığı anlaşıldığından iş sözleşmesinin işverence düzenlenen hizmet belgesi, işten çıkış bildirgesi ve ibranameden anlaşılan tarihte feshedildiği ve bu tarihten önce bildirildiği ispatlanamadığından davanın süresinde açıldığı-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, davacı tarafından çalındığı iddia edilen çeke ilişkin olarak mahkemece, çekin keşide tarihinde davacı vakfı temsile yetkili kişiler belirlenip çek üzerindeki imzaların bu yetkililere ait olup olmadığı yönünde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Sıra cetveline itiraz davasında, vekil tarafından, dayanak icra takip dosyasında ye alan alacaklı gerçek kişi yerine davacı olarak şirketin gösterilmesinin maddi hata olduğu ve davayı uzatma amacı olmadığından dürüstlük kuralına da aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin kabul edilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda bozma ilamında belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında şirket yetkililerinin söz konusu borçtan sorumlu olduklarının iddia ve ispat edilemediği, ayrıca kamu alacağına konulan ihtiyati haczin henüz kesinleşmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Davacıların murisi tarafından davalılara yapılan ödemelerin karşılığı olarak davalı şirketin ½ payının davacılar adına pay defterine kaydedilmesi, aksi halde bu amaçla ödenen paranın davalılardan tahsili istemi- Taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı olarak ödenen paranın iadesi talep olunduğundan ve dava tarihinden önce davalı taraf temerrüde düşürülmediğinden, alacağa dava tarihinden itibaren faiz işletilmesinde bir isabetsizlik olmadığı- Davacıların murisi tarafından yapılan ödemeler tespit edilirken banka hesap ekstreleri dışında bir takım fotokopi makbuz, fatura ve belgeler de dikkate alınmış olup bu belgeler davalı tarafça kabul edilmediğinden, mahkemece, davacı tarafa banka ekstreleri dışındaki fotokopi belgelerin asıllarının sunulması için süre verilmesi, belge asılları sunulursa yapılan ödemelerin tespitinde bu belgelerin dikkate alınması, aksi halde ise bu belgelerde yazılı ödemelerden davalıların sorumlu tutulamayacaklarının gözetilmesi gerektiği- Gerçek şahıs davalılara yapılan bir ödeme varsa, ödeme yapılan bu şahısların yapılan ödemeler tutarınca sorumluluklarına karar verilmesi gerektiği- 818 sayılı BK. mad. 83 uyarınca da, yabancı para borcunun ödenmemesi halinde alacaklının, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilmesinin mümkün olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.