Cumhuriyet savcısının bir hukuk davası açabilmesi veya hukuk davasına katılabilmesi ve bunun sonucu olarak bir hukuk mahkemesi kararını temyiz edebilmesi için bu hususlara olanak sağlayan bir kanun hükmünün varlığının zorunlu olduğu, ihalenin feshi davasında Cumhuriyet savcısının davaya katılmasına ya da verilen kararı temyiz edebilmesine olanak sağlayan bir kanun hükmü bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği-
Yabancı hakem kararlarının tenfizine ilişkin, ilk derece mahkemesince MÖHUK uyarınca inceleme yapılmış ise de somut dosya yönünden "New York Sözleşmesi" hükümlerince değerlendirilmesi gerektiği-
Şikâyet dilekçesindeki, "...borçlular borca batık durumdadır..." şeklindeki beyan nedeniyle borçlu şirketin borcu ödeme gücünün bulunmadığının müşteki tarafından da bilindiğinin kabulünün zorunlu olduğu-
Senetler altındaki imzanın davacı şirket temsilcisine ait olmaması sebebiyle, senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklı takibi kötüniyetli yaptığından davacı yararına ayrıca %40 tazminata hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Araç alım satımı ile uğraşan davalı tarafından geçerli araç satım sözleşmesiyle davacıya satılan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla, satım bedelinden indirim yapılması istemi-
Şirketi temsil ve borç altına sokma yetkisi bulunmayan kişinin, imzaladığı senetlerden dolayı şahsen senet bedelinden sorumlu olacağı—
Tebligat Kanunu mad. 13 'e göre yapılan tebligatta, tebligatı alan şahsın tebliğ tarihi itibariyle şirket yetkilisi olduğunun tespiti halinde tebligatın usule uygun sayılacağı- İİK. mad. 127 gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneğinin borçluya tebliğ edilmesi gerektiği ve borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Davacının dava konusu bonoda borçlu sıfatı bulunmadığı gibi davacı aleyhine girişilmiş bir icra takibi de olmadığından, somut olay bakımından aktif dava ehliyeti bulunup bulunulmadığı gözetilmeden işin esasına girilemeyeceği-
İflâsın kaldırılması kararının kesinleşmesi ile, iflâsın açılmasıyla meydana gelen kısıtlamaların ortadan kalkacağı–
Takibe konu çekin muhatap bankaya ibrazı üzerine banka tarafından “Keşideci imzası tutmadığından işleme alınamamıştır” şeklinde şerh düşüldüğü ancak herhangi bir ibraz tarihi bulunmadığı görüldüğünden, alacaklının TTK'nun 796 ve 808. maddeleri gereğince müracaat hakkını kaybettiği, bu durumda takip dayanağı söz konusu belge kambiyo senedi vasfını taşımadığından adi havale niteliğinde olup, borçlunun borcu kabulü de bulunmadığından, bu belgelere dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayıp takibin iptali gerekeceği, takibin iptali kararının yasal dayanağı İİK'nun 170/a maddesi olup, bu maddede tazminat öngörülmediğinden, alacaklının tazminatla sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.