Davalı şirketin internet sitesinde dava konusu olan internet sitesindeki telefon numaralarının aynı olması- Davalının davacı adına tescilli marka hakkına tecavüzün men'i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması- İnternet sitesinin erişiminin engellenmesi- Davalının, davacıya ait markayı tanıtıcı evrak araç ve gereçlerde kullanıldığına dair delil bulunmadığından buna ilişkin talebin reddi- Hükmün özetinin Türkiye çapında yayınlanan gazetelerden birinde yayınlanması-
Davalı şirketin 24.12.2010 tarihinde kurulup tescil edildiği, şirket sözleşmesi ile davalının 10 yıl süreyle şirketi temsile münferiden yetkili müdür olarak atandığı, şirket müdürü tarafından noterden alınan düzenleme şeklindeki vekâletname ile davalının genel yetkili ticari vekil olarak atandığı, şirket müdürünün, davalının kızı olduğunun anlaşıldığı, davalı tarafından davalı şirketin kaşesi altında yazılıp imzalanan ve müşterilerine gönderilen ve ayrıca haksız rekabet teşkil ettiği hususu kesinleşen yazıda, kurucusu ve ortağı olduğu davacı şirketten ayrılarak davalı şirketi kurduğunu ve hizmetlerine bundan sonra farklı bir şirket ismiyle devam edeceğini belirttiği; davalının, davalı şirketin hissesinin kendi adına kayıtlı olmasına rağmen öğrenci olması sebebiyle tüm işlerin babası tarafından takip edildiğini belirttiği, buna göre; davalı şirketin kaşesi altında davalı tarafından yazılan ve müşterilerine gönderilen yazının haksız rekabet teşkil ettiği ve bu hususun kesinleştiği, davalının şirket müdürü olduğu ve diğer davalının ise şirket organı gibi hareket ettiği gözetilerek anılan davalıların TMK’nın 50. maddesi gereğince, kişisel sorumluluklarının değerlendirilmesinin gerektiği, sonuç itibarıyla Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uymak gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Asıl icra dairesince yapılan hacizde istihkak iddiasında bulunulması üzerine İİK'nun 99. maddesi uyarınca 3. kişi hakkında dava açmak üzere alacaklı vekilinin çalışanına 7 günlük süre verilmesi ile yetinildiği, kararın alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, kararda 7 günlük süre içinde istihkak davası açılmaması durumunda nasıl bir hukuki sonuç doğacağına dair ihtarata da yer verilmediğinden, İcra Müdürlüğü'nce alacaklıya dava açması için 7 gün süre verilmesine ilişkin karar usulüne uygun olarak alacaklı vekiline tefhim veya tebliğ edilmediği gibi, dava açılmaması halinde doğacak hukuki sonuçlar bakımından da gerekli ihtaratların yapılmadığı gözetilerek, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekeceği-
Davacı vekilinin itirazın kaldırılmasını isterken her ne kadar sunulan ödeme belgesinin sahteliğinden bahsetmiş ise de aynı dilekçede belgede imzası bulunan kişinin alacaklı şirketin yetkilisi olmadığını, dolayısı ile ödemenin yapılmış sayılamayacağını ileri sürdüğü, bu ödemenin alacaklı şirket yetkilisine yapılıp yapılmadığını araştırmanın icra hukuk mahkemesinin yetkisinde olduğu- Alacaklılar vekili tarafından 30 günlük ödeme süresi dolmadan icra mahkemesinden tahliye isteminde bulunulduğundan tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davalı yönünden ihtiyati tedbir kararı alınıp, uygulanmış ve böylece davanın reddedilen kısmı yönünden alacağa kavuşması geciktirilmiş olduğundan İİK'nun 72/4 maddesi uyarınca tazminata hükmolunması gerekeceği-
Davalı şirketin Eski Borçlar Kanunu 101. maddesi hükmü gereğince usulüne uygun temerrüde düşmemiş oldukları gözetilerek icra takibinden itibaren kabul edilen fatura bedeline ilişkin faize hükmedilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek takipten öncesi için işlemiş faize de karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olduğundan, takip dayanağı çek ve fatura bakımından inceleme yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
9. HD. 12.09.2022 T. E: 8115, K: 8821
Menfi tespit, çek iptali davası-
Çekin istirdadı istemine ilişkin davada, ispat yükü davacıda olup, davacının, kendisinin yetkili hamil olduğunu, senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran davalının kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği-
FSEK.nun 68. maddesinden kaynaklanan tazminat istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.