5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "İtiraz usulü ve inceleme mercileri" başlıklı 268 inci maddesinde kararma itiraz edilecek mahkemeler arasında icra mahkemesi gösterilmemiş olup, İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, icra mahkemesince verilen itiraza tabi kararlara itirazın yedi gün içerisinde yapılması gerekmekte olup, anılan maddede ilk incelemenin icra mahkemesince yerine getirileceğine ilişkin bir düzenlemenin de bulunmadığı-
5941 sayılı Çek Kanununun 5/1 maddesinde ''........... her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz...........'' hükmünün yer aldığı- 187.500 TL miktarlı çekte, "30.000 TL" adli para cezasına hükmedilemeyeceği; "bankanın ödemiş olduğu 1.290 TL'nin çıkarılması sonucu, sanığın kalan 186.210 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına" karar verilmesi gerektiği-
Sanık hakkında İİK 331. maddesine aykırılıktan hüküm kurulması, anılan Kanun maddesine aykırılığın ise altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ve bin güne adli para cezası olması karşısında; TCK'nın 61. maddesi uyarınca, suçun Kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesi ve adli para cezasına hükmedilmesi gerekirken üç ay hapis cezasının paraya çevrilmesi suretiyle ceza tayininde hataya düşüldüğü-
Anayasa Mahkemesince "5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesindeki "çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından" ibaresinin iptaline karar verilmesi karşısında; hükmolunacak adli para cezasının yeniden hesaplanması gerektiği-
5237 sayılı TCK’nun 61/8. Maddesi uyarınca; temel adli para cezasının tayininde esas alınacak tam gün sayısı üzerinden artırım ve indirimler yapıldıktan sonra belirlenen sonuç ceza ile bir gün karşılığı takdir edilen miktarın çarpılması suretiyle adli para cezasının tayinin gerekeceği-
10.10.2017 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, Anayasa Mahkemesi'nin 2016/191 esas, 2017/131 karar ve 26.07.2017 tarihli kararı ile, 5941 sayılı Çek Kanunu'nun 5. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesindeki "çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından" ibaresinin iptaline karar verilmesi karşısında; hüküm tarihi itibariyle bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde uygulama yapılarak sanığa fazla adli para cezası tayini, kanuna aykırı ise de, duruşma açılarak davanın yeniden görülmesini gerektirmeyen bu hususun, CMK'nun 280/1-a ve 303. maddeleri gereğince düzeltilmesinin mümkün bulunduğu-
Davalı işyerinde çalışanın soruşturma aşamasındaki ifadesini değiştirerek davacının işyerinden ücretini ödemeksizin tablet çıkarmadığını beyan etmesi, ceza mahkemesi kararı ile davacının atılı suçu işlediğinin sabit olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesi, soruşturma ve ceza yargılaması sırasında ve fesihten önce davalı işveren tarafından alınan savunmasında istikrarlı bir şekilde tarafına yapılan suçlamayı kabul etmemesi, davacının satın aldığı DVD’nin kutusuna karşılığını ödemediği ve müşteriye promosyon olarak verilen bir adet tableti koymak suretiyle mağazadan çıkardığına dair dosya kapsamında herhangi bir belge, kamera kaydı veya görgüye dayalı tanık beyanı gibi bir delil bulunmaması karşısında davalı işverenin iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ispatlayamadığı ve bu itibarla, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarına hak kazandığı-
Dava konusu, davacının açığa imzalı (boş) olarak düzenlediği bononun davalı tarafından doldurulup, davacı aleyhine icra takibine konu edildiği, bu suretle davalının açığa atılan imzanın kötüye kullanılması suçunu işlediği kabul edilerek ceza mahkemesince davalının cezalandırılması yoluna gidilmiştir. Ceza mahkemesi ilamında kabul edilen bu olgu, yani bononun boş olduğu halde davalı yanca haksız olarak doldurulduğu vakıası Borçlar Kanunu’nun 53. Maddesi uyarınca hukuk hakimini de bağlayacağı-
5941 sayılı Çek Kanununun 5/1 maddesinde ''........... her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz...........'' hükmünün yer almasına rağmen 50.000 TL miktarlı çekte, mahkemece neticeten 30.000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu- Sanığın, "bankanın ödemiş olduğu 1290 TL'nin çıkarılması sonucu kalan 48.710 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına" karar verilmesi gerektiği-
Sanıklara isnat edilen suçun oluşabilmesi için, tasarrufun iptali konulu davanın karar gerekçesinde belirtildiği şekilde “taşınmazın gerçek değeri ile satım değeri arasında fark bulunması” nın yeterli olmayıp, sanıkların eylem ve işlemlerinin, alacaklısını zarara sokmak kastıyla yapılmış olması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.